müsveddelik

İlgili Kelimeler:

müsveddelik kâğıt

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Müsvedde yapmaya elverişli

Örnek:

1. Müsveddelik kâğıt.

1. Müsveddelik kâğıt.

müsveddelik kâğıt

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karalama için kullanılan kâğıt

mut

Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Yaklaşık iki avuç dolusu tahılı içine alan ölçek

Örnek:

1. Koca imamdan gündeliği yarım mut zahireyle eğreti aldığı öküzler gibi bir çift öküzün kendisinde de olması hâlinde duyacağı bahtiyarlığı düşünmekteydi.

1. Koca imamdan gündeliği yarım mut zahireyle eğreti aldığı öküzler gibi bir çift öküzün kendisinde de olması hâlinde duyacağı bahtiyarlığı düşünmekteydi.

Lisan : Arapça mudd

mut

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mutluluk

Mut

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mersin iline bağlı ilçelerden biri

Özel: Evet

muta

İlgili Kelimeler:

muta nikâhı

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Geçici kazanç

2. Muta nikâhı

Lisan : Arapça mutʿa

muta

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Veri

Lisan : Arapça muʿṭā

Telaffuz : mu:ta:

muta nikâhı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bazı yerlerde kadına verilen para karşılığında yapılan geçici nikâh, muta

mutaassıp

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bağnaz

Örnek:

1. Mutaassıptır, okuduğu birkaç esere saplanmıştır.

1. Mutaassıptır, okuduğu birkaç esere saplanmıştır.

Lisan : Arapça mutaʿaṣṣib

mutaassıplaşma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mutaassıplaşmak işi

mutaassıplaşmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Mutaassıp duruma gelmek

mutaassıplık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bağnazlık

mutabakat

İlgili Kelimeler:

mutabakat zaptı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uzlaşma

2. Uygunluk

3. eskimiş , eskimiş , biyoloji , biyoloji , eskimiş , eskimiş , biyoloji , biyoloji , Uyum

Lisan : Arapça muṭābaḳat

Telaffuz : muta:bakat

mutabakat sağlamak

Anlamı:

1. anlaşmak, uzlaşmak

mutabakat zaptı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İki ülke arasında karşılıklı olarak eğitim, kültür, spor, ekonomi ve hukuk alanlarında yapılacak programlar ile bunlara ilişkin uygulamaların onaylandığı ön anlaşma

mutabık

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Birbirine uyan, aralarında anlaşmazlık olmayan

Örnek:

1. Cadde açılmadan evvel mutabıklarının harabeleriyle henüz bir duvarı duruyordu.

1. Cadde açılmadan evvel mutabıklarının harabeleriyle henüz bir duvarı duruyordu.

2. Uygun

Lisan : Arapça muṭābiḳ

Telaffuz : muta:bık

mutabık kalmak

Anlamı:

1. uyuşmak, anlaşmaya varmak

Örnek:

1. O akşam da müzakere sonunda bu yaşıtım üvey dayımla mutabık kaldık.

1. O akşam da müzakere sonunda bu yaşıtım üvey dayımla mutabık kaldık.

mutabık olmak

Anlamı:

1. aralarında anlaşmazlık olmamak, anlaşmak

mutabıklık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mutabık olma durumu

mutaf

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Keçi kılından hayvan çulu, yem torbası vb. dokuyan kimse

2. Keçi kılından dokunmuş veya örülmüş çul, çuval, yem torbası vb. şey

Lisan : Farsça mūytāb

mütalaa

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Etüt

Örnek:

1. Mütalaada önüne biyoloji kitabını açmış, iki satır okuyor, beş satır dalga geçiyordu.

1. Mütalaada önüne biyoloji kitabını açmış, iki satır okuyor, beş satır dalga geçiyordu.

2. Herhangi bir konu üzerinde ayrıntılı düşünme ile oluşan görüş ve yorum

Örnek:

1. Kolordu kumandanlarının fikir ve mütalaalarını bilmek bence pek faydalı idi.

1. Kolordu kumandanlarının fikir ve mütalaalarını bilmek bence pek faydalı idi.

3. Herhangi bir konu üzerinde ayrıntılı bir biçimde düşünme

Lisan : Arapça muṭālaʿa

Telaffuz : müta:laa, l ince okunur

mütalaa etmek

Anlamı:

1. okumak

2. üzerinde düşünmek, iyice incelemek

mütalaa yürütmek

Anlamı:

1. herhangi bir görüş üzerinde ayrıntılarıyla düşünce üretmek

mütalaada bulunmak

Anlamı:

1. görüş veya düşünce ileri sürmek

mutallaka

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Boşanarak dul kalmış kadın

Lisan : Arapça muṭallaḳa

Telaffuz : l ince okunur