Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
maruz bulunmak (veya olmak)
Anlamı:

1. bir olayın veya bir durumun etkisinde bulunmak


maruz kalmak
Anlamı:

1. bir olay veya bir durumla karşı karşıya olmak

Örnek:

1. İnsan böyle bir kokuya sokakta maruz kalsa adımlarını sıklaştırır, arabadaysa camları kapatır.

1. İnsan böyle bir kokuya sokakta maruz kalsa adımlarını sıklaştırır, arabadaysa camları kapatır.


maruzat
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mevki, makam veya yaş bakımından büyük birine sunulan, bildirilen dilek veya bilgi, sunuş

Örnek:

1. Size maruzatım var.

1. Size maruzatım var.


Lisan : Arapça maʿrūżāt

Telaffuz : ma:ru:za:tı

maruzluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Maruz olma durumu


marya

İlgili Kelimeler:

marya ağı

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Beş yaşından büyük veya damızlık dışı bırakılmış dişi koyun

2. Dişi hayvan

3. Bir tür küçük balık


Lisan : Rumca

Telaffuz : ma'rya

marya ağı
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Uzunluğu altmış, genişliği üç dört kulaç olan bir tür balık ağı


mas

İlgili Kelimeler:

massetmek

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Emme, emerek içine çekme, soğurma


Lisan : Arapça maṣṣ

maş
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Bir tür börülce (Phaseolus aureus)


Lisan : Farsça māş

mas turizm
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kitle turizmi


masa

İlgili Kelimeler:

masabaşı, masa örtüsü, masa saati, masa takvimi, masa tenisi, masa topu, masaüstü, yuvarlak masa toplantısı, ameliyat masası, bilardo masası, bilgisayar masası, buzul masası, daktilo masası, fiskos masası, içki masası, iflas masası, infaz masası, kriz masası, orta masası, oyun masası, peri masası, pinpon masası, reji masası, şeytanmasası, teşrih masası, tuvalet masası, ütü masası, yazı masası, yemek masası

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ayaklar veya bir destek üzerine oturtulmuş tabladan oluşan mobilya

Örnek:

1. Arkasındaki masada biri gözlüklü iki adam vardı.

1. Arkasındaki masada biri gözlüklü iki adam vardı.

2. Bu mobilya etrafında oturanların tümü

3. Dairelerde, kurumlarda belli konularla ilgili işlerin görüldüğü bölüm

Örnek:

1. Kaçakçılık masası. Kıbrıs masası.

1. Kaçakçılık masası. Kıbrıs masası.

4. coğrafya , coğrafya , coğrafya , coğrafya , Düz duruşlu yer, düzlek yapı

5. spor , spor , spor , spor , İç içe geçme ayaklarıyla yüksekliği ayarlanabilen masa biçiminde atlama aracı


Lisan : Rumca

maşa

İlgili Kelimeler:

kara maşa, termoelektrik maşa, zilli maşa

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ateş veya kızgın bir şey tutmaya, korları karıştırmaya yarayan iki kollu metal araç

Örnek:

1. Kahveci ocaktan maşayı kapmış, o da fırlamıştı dışarı.

1. Kahveci ocaktan maşayı kapmış, o da fırlamıştı dışarı.

2. Çok küçük şeyleri tutmaya yarayan küçük, kollu araç

Örnek:

1. Saatçi maşası.

1. Saatçi maşası.

3. Saçları kıvırmak, düzeltmek için elektrik veya ateşle ısıtılan maşa biçiminde alet

Örnek:

1. Maşa ile kıvrılmış gibi dalgalı saçları vardı.

1. Maşa ile kıvrılmış gibi dalgalı saçları vardı.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Başkasının isteklerine, amaçlarına alet olan kimse

Örnek:

1. Asıl suçlu, bu maşaya emir verenler.

1. Asıl suçlu, bu maşaya emir verenler.

5. spor , spor , spor , spor , Bisiklet çatısının ön ve arkasındaki çatal biçiminde, tekerleklerin takıldığı parça


Lisan : Farsça māşe

maşa gibi
Anlamı:

1. zayıf ve kuru (kimse)


maşa gibi kullanmak
Anlamı:

1. maşası olmak


Ön Takı : (birini)

maşa kadar
Anlamı:

1. çok küçük doğan (çocuk)


masa örtüsü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Masa üzerine serilen kumaş vb. maddeden yapılan örtü


masa saati
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Masa üzerinde kullanılmak üzere yapılan saat


masa takvimi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Masa üzerinde kullanılmak amacıyla yapılmış bir takvim türü


masa tenisi
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Kuralları tenisinkine benzeyen, masa üzerinde özel top ve raketlerle oynanan bir oyun, masa topu, pinpon (II)


masa topu
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Masa tenisi


maşa varken elini yakmak
Anlamı:

1. bir işten gelebilecek zarardan kendini koruyacak bir yol varken o yolu tutmamak


masabaşı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kuruluşlarda, büro benzeri yerlerde genellikle oturularak yapılan (iş, görev vb.)


Telaffuz : masa'başı

masabaşında
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Uygulamaya yönelik olup olmadığına bakmaksızın tartışarak, konuşarak, görüşerek


Telaffuz : masa'başında

maşacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Maşa yapan veya satan kimse


masacık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Küçük masa

Örnek:

1. Önümüzde sakat ve her tarafı yenik masacıklar duruyor.

1. Önümüzde sakat ve her tarafı yenik masacıklar duruyor.


maşacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Maşacının işi veya mesleği