92406 kayıt bulundu.
1. `mart ayının dokuzunda bağların kesinlikle budanması gerekir, bu iş gündüz yetiştirilemezse gece çıra ışığında yapılmaya değecek kadar önemlidir` anlamında kullanılan bir söz
1. tedirgin edici biri geldiğinde gitmeye kalkan kimseler için kullanılan bir söz
1. `mart ayındaki şiddetli soğuklarda insanlar ellerine geçen her şeyi yakmak zorunda kalırlar` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , isim , isim , Çiftleşme zamanında azgınlık gösteren kedi
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çapkınlık ve azgınlık gösteren kimse
1. O ne mart kedisidir o.
1. O ne mart kedisidir o.
1. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , Yalan, uydurma söz, palavra
1. Dünkü yazdıklarının bütün martaval olduğunu bugün itiraf etmez misin?
1. Dünkü yazdıklarının bütün martaval olduğunu bugün itiraf etmez misin?
küçük martı
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Martıgillerden, çoğu beyaz renkte, eti yenmez, yüzücü, perde ayaklı deniz kuşlarının ortak adı (Larus)
1. Martıların ve askerlerin oranın en sadık nöbetçileri olduğunu her geçişimde gördüm.
1. Martıların ve askerlerin oranın en sadık nöbetçileri olduğunu her geçişimde gördüm.
Lisan : İtalyanca martin
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Omurgalı hayvanlardan kuşlar sınıfına giren, birçok türü bulunan bir familya
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Tek kurşun atan bir tür tüfek
1. At martini Debreli Hasan, dağlar inlesin / Drama mahpusunda, aman dostlar dinlesin
1. At martini Debreli Hasan, dağlar inlesin / Drama mahpusunda, aman dostlar dinlesin
Lisan : İngilizce martin
1. isim , isim , isim , isim , Portakal kabuğu, cin ve vermutla yapılan içki
Lisan : İtalyanca martini
Telaffuz : marti'ni
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , askerlik , askerlik , isim , isim , eskimiş , eskimiş , askerlik , askerlik , Türk garnizonlarında hizmet eden garson
Lisan : Rumca
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Herkesçe bilinen, tanınan, belli, sanlı
1. Ben onların bu ayıplarını yüzlerine vurmakla marufum.
1. Ben onların bu ayıplarını yüzlerine vurmakla marufum.
2. hukuk , hukuk , hukuk , hukuk , Dinî bakımdan uygun görülen, beğenilen, buyrulan
Lisan : Arapça maʿrūf
Telaffuz : ma:ruf
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bilinme, tanınma, belli olma
1. Memuriyetlerinin marufiyeti icabıyla birbirini ismen tanımamaları mümkün değildi.
1. Memuriyetlerinin marufiyeti icabıyla birbirini ismen tanımamaları mümkün değildi.
Lisan : Arapça maʿrūfiyyet
Telaffuz : ma:ru:fiyet
acı marul, kıvırcık marul, yabani marul, deniz marulu, eşek marulu, yağ marulu
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Birleşikgillerden, geniş ve uzun olan yeşil yaprakları taze olarak yenilen bir bitki (Lactuca sativa)
1. Anası mutfakta bir tabağa marul doğruyor.
1. Anası mutfakta bir tabağa marul doğruyor.
Lisan : Rumca
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Çöpleme
1. isim , isim , isim , isim , Lübnan ve Suriye'de oturan Katolik Süryani topluluğu
2. Bu topluluktan olan kimse
Özel: Evet
Lisan : Arapça mārūnī
Telaffuz : ma:ru:ni:
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir olayın, bir durumun etkisinde veya karşısında bulunan
1. Herkes, her an müthiş bir tehlikeye maruzdur.
1. Herkes, her an müthiş bir tehlikeye maruzdur.
2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Arz edilen, sunulan, verilen
Lisan : Arapça maʿrūż
Telaffuz : ma:ruz
1. bir olayın veya bir durumun etkisinde bırakmak
1. Türk Cumhuriyeti varlığını, istikbalini safsatalarla tehlikeye maruz bırakamaz.
1. Türk Cumhuriyeti varlığını, istikbalini safsatalarla tehlikeye maruz bırakamaz.