Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
Mardinli
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mardin ilinden olan kimse


Özel: Evet

Mardinlilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mardinli olma durumu


Özel: Evet

mareşal

İlgili Kelimeler:

feldmareşal

Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , En yüksek askerî rütbe

Örnek:

1. Mareşal Fevzi Çakmak.

1. Mareşal Fevzi Çakmak.

2. Bu rütbede bulunan general, müşir


Lisan : Fransızca maréchal

mareşallik

İlgili Kelimeler:

mareşallik asası

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mareşal olma durumu, müşirlik

2. Mareşal unvanı


mareşallik asası
Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Mareşallerin tören sırasında ellerinde tuttukları kısa ve üzeri süslü sopa


margarik asit
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Margarin yapımında kullanılan yapay yağ asidi


Lisan : Fransızca acide margarique

margarin
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , İçyağlarında bulunan, margarik asidin gliserinle birleştirilmesiyle de yapay olarak elde edilen, 47 °C'de eriyen ve besin değeri olan bitki yağı


Lisan : Fransızca margarine

margarit
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Koyungözü


Lisan : Fransızca marguerite

marifet
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ustalık, hüner, uzmanlık

Örnek:

1. Zaten dünyada her şeyin bir izahı vardır ama marifet, onu izah etmesini bilmeli.

1. Zaten dünyada her şeyin bir izahı vardır ama marifet, onu izah etmesini bilmeli.

2. Uygun olmayan, hoşa gitmeyen, can sıkıcı iş veya davranış

Örnek:

1. Yaptığın marifeti beğendin mi?

1. Yaptığın marifeti beğendin mi?

3. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Bilim, bilgi

4. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Aracı, ikinci el


Lisan : Arapça maʿrifet

Telaffuz : ma:rifet

marifet (veya marifetini) göstermek
Anlamı:

1. ustalığını ortaya koyabilmek

Örnek:

1. Ali beni de emir kulu yapmak için bütün marifetlerini göstermeye başlamıştı.

1. Ali beni de emir kulu yapmak için bütün marifetlerini göstermeye başlamıştı.


marifet iltifata tabidir
Anlamı:

1. `başarılı bir kimse, desteklenir, takdir edilir, övülürse daha iyi işler yapar` anlamında kullanılan bir söz


marifetiyle
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Aracılığıyla

Örnek:

1. Bize aşçısı marifetiyle yemekler hazırlatmıştı.

1. Bize aşçısı marifetiyle yemekler hazırlatmıştı.


Telaffuz : marifeti'yle

marifetli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Usta, hünerli


marifetlilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Marifetli olma durumu


marifetsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ustalığı olmayan, hüner gerektirmeyen


marifetsizce
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Marifetsiz bir biçimde


Telaffuz : marifetsi'zce

marifetsizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Marifetsiz olma durumu


marihuana
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Hindistan'da yetişen kenevirin çiçeklerinden ve yapraklarından elde edilen uyuşturucu madde (Cannabis sativa)


Lisan : Fransızca marihuana

marina
Anlamı:

1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Yat limanı


Lisan : İtalyanca marina

Telaffuz : mari'na

marinacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Marina işleten kimse


marinacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Marina işletmeciliği


marinat
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Av hayvanlarının, balığın ve diğer et türlerinin daha lezzetli olması ve yumuşaması için baharatlardan hazırlanan bir sos türü


Lisan : Fransızca marinade

marine
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , `Tavuk, et gibi ürünleri yumuşatmak için pişirmeden önce belirli bir süre baharatlı sirke, zeytinyağı vb. içerisinde bekletmek` anlamındaki marine etmek birleşik fiilinde geçen bir söz


Lisan : Fransızca mariné

mariz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Hastalıklı, hasta olan


Lisan : Arapça marīż

marizleme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Marizlemek işi

Örnek:

1. Seni arkadaşlarıyla tenha bir yerde kıstırıp marizlemeye karar vermiş.

1. Seni arkadaşlarıyla tenha bir yerde kıstırıp marizlemeye karar vermiş.