92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , İçinde mıknatıslı demir bulunan elektrik üreteci
Lisan : Fransızca magnéto
Telaffuz : manye'to
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Manyetosu olan
1. Manyetolu çakmak.
1. Manyetolu çakmak.
1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Manyetik momentleri ve manyetik alanların momentlerini ölçmeye, karşılaştırmaya yarayan alet
Lisan : Fransızca magnétomètre
Telaffuz : manyetome'tre
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Müshil olarak kullanılan, beyaz renkli, suda az eriyen, hiçbir tadı olmayan, magnezyum oksidinin bir adı
Lisan : Fransızca magnésie
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Doğal magnezyum silikat, lüle taşı, Eskişehir taşı
Lisan : Fransızca magnésite
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Sütleğengillerden, sıcak ülkelerde yetişen, yaprakları almaşık, üçü veya yedisi bir arada yelpaze durumunda olan, büyük bir ağaç (Manihot utilissima)
Lisan : (Brezilya yerlilerinin dilinden)
1. isim , isim , isim , isim , Bakışı, dikkati çeken her şey
1. Karışık rüyalarda görülen manzaralar gibi dumanlı bir sahne.
1. Karışık rüyalarda görülen manzaralar gibi dumanlı bir sahne.
2. Görünüş
1. Boğaz'ın ucundan Karadeniz'e bir kapı gibi açılan manzara...
1. Boğaz'ın ucundan Karadeniz'e bir kapı gibi açılan manzara...
3. Konusu bir doğa veya şehir parçası olan resim, gravür veya desen, tablo
4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Durum
1. Bu sade dekor, ölümün manzarasını ulvi bir tablo gibi güzelleştirmişti.
1. Bu sade dekor, ölümün manzarasını ulvi bir tablo gibi güzelleştirmişti.
Lisan : Arapça manẓara
1. televizyon yayını sırasında beklenmeyen kesinti aralarını doldurmak için ekrana değişik manzara resimlerini getirip göstermek
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Manzarası olan
1. Bunlar köşk biçiminde ve hep güzel manzaralı, iç açıcı yerlerde kurulmuştur.
1. Bunlar köşk biçiminde ve hep güzel manzaralı, iç açıcı yerlerde kurulmuştur.
2. Manzarası iyi olan
1. Manzaralı bir ev.
1. Manzaralı bir ev.
1. sıfat , sıfat , edebiyat , edebiyat , sıfat , sıfat , edebiyat , edebiyat , Şiir biçiminde yazılmış
1. Türk edebiyatında o zamana kadar böyle sembolik şahsiyetleri ele alarak manzum bir mesnevi yazılmamıştı.
1. Türk edebiyatında o zamana kadar böyle sembolik şahsiyetleri ele alarak manzum bir mesnevi yazılmamıştı.
2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Düzenli, muntazam
Lisan : Arapça manẓūm
1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Şiir
1. Manzumenin yazılı olduğu kâğıdı bulmak için bütün ceplerimi on parmağımla didikledim.
1. Manzumenin yazılı olduğu kâğıdı bulmak için bütün ceplerimi on parmağımla didikledim.
2. eskimiş , eskimiş , felsefe , felsefe , eskimiş , eskimiş , felsefe , felsefe , Dizge
Lisan : Arapça manẓūme
Telaffuz : manzu:me
1. isim , isim , isim , isim , Çin lideri Mao Çe-Tung'un düşüncelerine dayanan Marksist akım
Özel: Evet
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Ucu halkalı cıvata
2. Gemi içini aydınlatmaya yarayan, içinde zeytinyağı bulunan siperli fener
Lisan : İtalyanca mappa
Telaffuz : ma'pa
mapushane
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Mahpus
2. Cezaevi
1. Mapuslarda çürüyemem / Başımı belaya sokma benim
1. Mapuslarda çürüyemem / Başımı belaya sokma benim
Lisan : Arapça maḥbūs
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Cezaevi
1. Mapushane çeşmesi yandan akıyor yandan
1. Mapushane çeşmesi yandan akıyor yandan
Lisan : Arapça maḥbūs + Farsça ḫāne
Telaffuz : mapusha:ne