Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
mantık

İlgili Kelimeler:

mantık dışı, mantık öncesi, modern mantık, simgesel mantık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Doğru düşünme sanatı ve bilimi

Örnek:

1. Akılla, mantıkla açıklanmayacak durumlar vardır dünyada.

1. Akılla, mantıkla açıklanmayacak durumlar vardır dünyada.

2. Doğru düşünmenin yolu ve yöntemi

Örnek:

1. Ali Rıza bey gerçi bir vakit bu mantığa kulak vermiyor göründü.

1. Ali Rıza bey gerçi bir vakit bu mantığa kulak vermiyor göründü.

3. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Düşüncenin ve düşüncenin varlık biçimlerinin, ögelerinin, türlerinin, olanaklarının, yasalarının ve düşünce bağlamlarının bilimi, lojik


Lisan : Arapça manṭiḳ

mantık dışı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Mantıkla hiçbir ilgisi olmayan, mantığa uymayan

2. Mantıkla çözümlenemeyen

Örnek:

1. Mantık dışı, mantıksız demek değildir.

1. Mantık dışı, mantıksız demek değildir.


mantık öncesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mantıksal düşüncesinin henüz oluşmadığı dönem


mantıkça
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Mantık bakımından, mantığa göre, mantıken


Telaffuz : mantı'kça

mantıkçı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mantık bilimiyle uğraşan kimse

2. Kesin ve sağlam bir yönteme göre akıl yürüten kimse

3. Mantık derslerini veren öğretmen


mantıkçılık
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Mantık biliminin her şeyin üstünde olduğunu benimseyen felsefe

2. mantık , mantık , mantık , mantık , Bütün bilimleri matematik biçime indirgeyen ve matematiği mantığın bir uygulaması durumuna getiren öğreti


mantıken
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Mantıkça


Lisan : Arapça manṭiḳen

Telaffuz : mantı'ken

mantıki
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Mantıklı

Örnek:

1. Birkaç türlü tefsire imkân bırakmayan, tek manalı, sarih ve mantıki söz.

1. Birkaç türlü tefsire imkân bırakmayan, tek manalı, sarih ve mantıki söz.


Lisan : Arapça manṭiḳī

Telaffuz : mantıki:

mantıklı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Mantığa uygun, akla uygun, mantıksal, mantıki, lojik

Örnek:

1. Mantıklı söz.

1. Mantıklı söz.

2. Mantığa uygun davranan, makul

Örnek:

1. Mantıklı adam.

1. Mantıklı adam.


mantıklıca
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Mantıklı bir biçimde


Telaffuz : mantıklı'ca

mantıklılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mantıklı olma durumu, mantıksallık


mantıksal
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Mantıklı

Örnek:

1. Mantıksal bir dille açığa vurduğu bu harika önerinin aksayan bir yanı vardı.

1. Mantıksal bir dille açığa vurduğu bu harika önerinin aksayan bir yanı vardı.


mantıksallık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mantıklılık


mantıksız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Mantığa, akla aykırı olan

Örnek:

1. Şuuru yerinde bir adam için bu sevinç mantıksız ve çirkindir.

1. Şuuru yerinde bir adam için bu sevinç mantıksız ve çirkindir.

2. Mantığa uygun davranmayan

Örnek:

1. Mantıksız adam.

1. Mantıksız adam.


mantıksızca
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Mantıksız bir biçimde, mantıksızcasına


Telaffuz : mantıksı'zca

mantıksızcasına
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Mantıksızca


Telaffuz : mantıksı'zcasına

mantıksızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mantıksız davranma durumu

Örnek:

1. İkinci oyunda beni mars etti, mantığımı ya da mantıksızlığımı kavramıştı çünkü.

1. İkinci oyunda beni mars etti, mantığımı ya da mantıksızlığımı kavramıştı çünkü.


mantin
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Canfese benzeyen bir tür ipekli kumaş


Lisan : Fransızca mantille

mantinota
Anlamı:

1. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , Kapatma, metres


Lisan : İtalyanca mantenuto

Telaffuz : mantino'ta

mantis
Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Bir sayının logaritmasının ondalık bölümü


Lisan : Fransızca mantisse

manto
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kadın paltosu

Örnek:

1. Kürklü, zarif ve epeyce pahalı bir mantoya büründüğü için kadının yüzü görünmüyordu.

1. Kürklü, zarif ve epeyce pahalı bir mantoya büründüğü için kadının yüzü görünmüyordu.


Lisan : Fransızca manteau

Telaffuz : ma'nto

mantolama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Binaları soğuğa veya sıcağa karşı koruma amacıyla dış yüzeyini özel malzemeyle kaplama


mantolu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Manto giymiş olan

Örnek:

1. Daha çok küçükken, akranlarımla oynarken, koyu kahverengi mantolu kadınları birden annem sanırdım.

1. Daha çok küçükken, akranlarımla oynarken, koyu kahverengi mantolu kadınları birden annem sanırdım.

2. Mantosu olan


mantoluk
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Manto yapmaya elverişli (kumaş)

Örnek:

1. Mantoluk kumaş almaya Sacit'le ikisi gitmişlerdi.

1. Mantoluk kumaş almaya Sacit'le ikisi gitmişlerdi.


mantosuz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Mantosu olmayan

Örnek:

1. Şimdi gel de, bu hepsi birbirine benzeyen karı, kız kalabalığı içinde mantosuz, şapkasız nişanlımı seçebilirsen seç bakalım!

1. Şimdi gel de, bu hepsi birbirine benzeyen karı, kız kalabalığı içinde mantosuz, şapkasız nişanlımı seçebilirsen seç bakalım!