92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Sakatlık
Lisan : Arapça maʿlūliyyet
Telaffuz : ma:lu:liyet, l ince okunur
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bilinen, belli(II)
1. Balkan Harbi'nin fecaatlerinden sonraki hadiseler de malumunuzdur.
1. Balkan Harbi'nin fecaatlerinden sonraki hadiseler de malumunuzdur.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Herkesçe bilinen ancak dile getirilemeyen
1. Malum kişi. Malum çevre.
1. Malum kişi. Malum çevre.
3. zarf , zarf , zarf , zarf , Bilindiği üzere, bilindiği gibi, kuşkusuz
4. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Etken, meçhul karşıtı
5. eskimiş , eskimiş , matematik , matematik , eskimiş , eskimiş , matematik , matematik , Bilinen
Lisan : Arapça maʿlūm
Telaffuz : ma:lum, l ince okunur
1. içine doğmak
1. Ona da malum oldu haber / Koşup geldi odama
1. Ona da malum oldu haber / Koşup geldi odama
Ön Takı : (birine)
1. `bilinen şey` anlamında kullanılan bir söz
1. Bana gücenmeyiniz hanımefendi, malum ya, elçiye zeval yoktur.
1. Bana gücenmeyiniz hanımefendi, malum ya, elçiye zeval yoktur.
malumat sahibi
1. isim , isim , isim , isim , Bilgi
1. Bu hakikatler artık çocukların bildikleri en basit malumat sırasına geçmiştir.
1. Bu hakikatler artık çocukların bildikleri en basit malumat sırasına geçmiştir.
Lisan : Arapça maʿlūmāt
Telaffuz : ma:luma:tı, l ince okunur
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Bilgiçlik taslayan
Lisan : Arapça maʿlūmāt + Farsça -furūş
Telaffuz : ma:lumatfuruş, l ince okunur
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bilgili
1. Malumatlı ve kuvvetli bir vükela heyeti zalim olamaz.
1. Malumatlı ve kuvvetli bir vükela heyeti zalim olamaz.
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Bilgili
Lisan : Arapça maʿlūmāt + Farsça -dār
Telaffuz : ma:lumattar, l ince okunur
1. bilgi vermek
1. Tahkikatın neticesinden beni de malumattar ediniz.
1. Tahkikatın neticesinden beni de malumattar ediniz.
1. isim , isim , isim , isim , Deniz dibinde otlara takılmış oltayı kurtarmaya ve deniz derinliklerinden ağ, halat, sicim vb. şeyleri çıkarmaya yarayan dört tırnaklı demir
Telaffuz : ma'lya
güzellik malzemesi, temizlik malzemesi, yapı malzemesi
1. isim , isim , isim , isim , Gereç
1. Kullanılacak tüm malzemeleri denetleyip her gelişmeden anında haberdar edilmek istiyordu.
1. Kullanılacak tüm malzemeleri denetleyip her gelişmeden anında haberdar edilmek istiyordu.
2. Bir eserin hazırlanmasında yararlanılan bilgi ve kaynakların tamamı
1. Türk tiyatro tarihi üzerinde çalışanlar için zengin malzeme ihtiva eden metni burada yayınlarken sadece bir iki noktaya işaret etmekle yetineceğim.
1. Türk tiyatro tarihi üzerinde çalışanlar için zengin malzeme ihtiva eden metni burada yayınlarken sadece bir iki noktaya işaret etmekle yetineceğim.
Lisan : Arapça mālezime
Telaffuz : l ince okunur
cicimama
1. isim , isim , isim , isim , Çaça, abla
Lisan : İtalyanca mamma
hazır mama
1. isim , isim , isim , isim , Bebek için hazırlanan yiyeceklerin genel adı
1. Babam Ayşe'ye mama yaptı, ana.
1. Babam Ayşe'ye mama yaptı, ana.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Bununla birlikte
1. Mamafih arada bir ufak tefek işleri de kendi hesabıma alabiliyorum.
1. Mamafih arada bir ufak tefek işleri de kendi hesabıma alabiliyorum.
Lisan : Arapça maʿamāfīh
Telaffuz : ma:ma:fih