Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
maktul düşmek (veya olmak)
Anlamı:

1. vurulup ölmek, öldürülmek, katledilmek


makul
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Akla uygun, akıllıca

Örnek:

1. Makul bir düşünce.

1. Makul bir düşünce.

2. Akıllıca iş gören, mantıklı

Örnek:

1. Makul bir adam.

1. Makul bir adam.

3. Belirli

Örnek:

1. Tutuklanan kişilerin makul süre içinde yargılanmayı ... isteme hakları vardır.

1. Tutuklanan kişilerin makul süre içinde yargılanmayı ... isteme hakları vardır.

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Aşırı olmayan, uygun, elverişli

Örnek:

1. Ev için makul bir fiyat istedi.

1. Ev için makul bir fiyat istedi.


Lisan : Arapça maʿḳūl

Telaffuz : ma:kul, l ince okunur

makul olmak
Anlamı:

1. akıllıca, akla uygun davranmak

Örnek:

1. Öyle bir gazetenin yazarına da biraz daha makul, biraz daha dürüst, biraz daha geniş düşünceli olmak yaraşır.

1. Öyle bir gazetenin yazarına da biraz daha makul, biraz daha dürüst, biraz daha geniş düşünceli olmak yaraşır.


makule
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Çeşit

2. felsefe , felsefe , mantık , mantık , felsefe , felsefe , mantık , mantık , Ulam


Lisan : Arapça maḳūle

Telaffuz : maku:le

makullük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Makul olma durumu


makûs
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Ters çevrilmiş, baş aşağı getirilmiş

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Uğursuz, kötü

Örnek:

1. Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs talihini de yendiniz.

1. Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs talihini de yendiniz.


Lisan : Arapça maʿkūs

Telaffuz : ma:kûs

makyaj

İlgili Kelimeler:

makyaj odası, makyaj takımı, kalıcı makyaj

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yüzü güzelleştirmek için boyama, yüz boyama, yüz bakımı

Örnek:

1. Gece yüzüne yaptığı makyaj değme ustaların işiydi.

1. Gece yüzüne yaptığı makyaj değme ustaların işiydi.

2. sinema , sinema , televizyon , televizyon , sinema , sinema , televizyon , televizyon , İyi görüntü sağlamak, belli bir tip yaratmak veya yalnızca bazı düzeltmeler yapmak için oyuncunun yüzünde ve vücudunda yapılan boyama ve değişimler


Lisan : Fransızca maquillage

makyaj odası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Televizyon, sinema, fotoğrafçılık ve reklamcılıkta filmin çekiminden önce gerekli makyajın yapıldığı yer


makyaj takımı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Makyaj için gerekli olan malzemeleri bir arada bulunduran set


makyaj yapmak
Anlamı:

1. yüzü çeşitli işlemlerle temizlemek, boyamak ve diğer işlemlerle daha bakımlı ve güzel göstermek, makyajlamak


makyajcı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Makyaj yaparak geçimini sağlayan kimse, düzgüncü


makyajcılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Makyajcının görevi, düzgüncülük


makyajlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Makyajlamak işi


makyajlamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Makyaj yapmak


makyajlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Makyajı olan


makyajsız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Makyajı olmayan


makyajsızca
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Makyajsız bir biçimde


Telaffuz : makyajsı'zca

makyajsızlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Makyajsız olma durumu


Makyavelci
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Makyavelcilik yanlısı olan, Makyavelist


Makyavelcilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Politikada, amaca ulaşmak için ahlaka aykırı da olsa her türlü aracı hoş gören anlayış, Makyavelizm


Özel: Evet

Makyavelist
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Makyavelci


Lisan : Fransızca machiavéliste

Makyavelizm
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Makyavelcilik


Özel: Evet

Lisan : Fransızca machiavélisme

makyör
Anlamı:

1. isim , isim , sinema , sinema , televizyon , televizyon , isim , isim , sinema , sinema , televizyon , televizyon , İyi görüntü sağlamak, belli bir tip yaratmak veya yalnızca bazı düzeltmeler yapmak için oyuncunun yüzünde ve vücudunda yapılan boyama ve değişim yapan erkek


Lisan : Fransızca maquilleur

makyöz
Anlamı:

1. isim , isim , sinema , sinema , televizyon , televizyon , isim , isim , sinema , sinema , televizyon , televizyon , İyi görüntü sağlamak, belli bir tip yaratmak veya yalnızca bazı düzeltmeler yapmak için oyuncunun yüzünde ve vücudunda yapılan boyama ve değişim yapan kadın


Lisan : Fransızca maquilleuse

mal

İlgili Kelimeler:

mal beyanı, mal bildirimi, mal birliği, mal canlısı, mal mülk, mal sahibi, mal sandığı, mal varlığı, malın gözü, anamal, ara mal, başmal, beytülmal, fason mal, kabzımal, mirî mal, resülmal, sermaye mal, tapon mal, dünya malı, hırsız malı, işporta malı, ithal malı, mezat malı, orta malı, sıra malı, vakıf malı, yerli malı, ikame mal

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir kimsenin, bir tüzel kişinin mülkiyeti altında bulunan, taşınır veya taşınmaz varlıkların bütünü

Örnek:

1. Mal vardı, mülk vardı. At vardı, araba vardı.

1. Mal vardı, mülk vardı. At vardı, araba vardı.

2. Büyükbaş hayvan

Örnek:

1. Boz atlar yağız değildi artık; mallar erimiş, zayıflamıştı.

1. Boz atlar yağız değildi artık; mallar erimiş, zayıflamıştı.

3. ticaret , ticaret , ticaret , ticaret , Alınıp satılabilen her türlü ticaret eşyası, emtia

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bayağı, aşağılık, kötü kimse

Örnek:

1. Onun ne mal olduğunu bilirim.

1. Onun ne mal olduğunu bilirim.

5. argo , argo , argo , argo , Esrar

6. kaba konuşmada , kaba konuşmada , kaba konuşmada , kaba konuşmada , Orospu


Lisan : Arapça māl