Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
makassız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Makası olmayan


makastar
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kumaş biçen, prova yapan, parçaları patrona göre ayarlayan, iş dağıtımını yapan usta, makasçı


Lisan : Arapça miḳaṣṣ + Farsça -dār

makat
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kıç

2. anatomi , anatomi , anatomi , anatomi , Anüs

3. Minderli alçak sedir

Örnek:

1. Babam gecelik entarisiyle makatta oturuyordu.

1. Babam gecelik entarisiyle makatta oturuyordu.

4. Minder yüzü, minderin üzerine yayılan kumaş


Lisan : Arapça maḳʿad

makber
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Mezar

Örnek:

1. Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın / Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın

1. Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın / Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın


Lisan : Arapça maḳber

makbul
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kabul edilen

2. Beğenilen, hoş karşılanan

Örnek:

1. Kahvenin dibekte dövüleni her zaman daha makbul ve içimi şöhretliydi.

1. Kahvenin dibekte dövüleni her zaman daha makbul ve içimi şöhretliydi.

3. Geçer, geçerli


Lisan : Arapça maḳbūl

Telaffuz : l ince okunur

makbul olmak
Anlamı:

1. beğenilmek

Örnek:

1. Neden kemanın çok çalınmışı makbul oluyor?

1. Neden kemanın çok çalınmışı makbul oluyor?


makbule geçmek
Anlamı:

1. çok beğenilmek, hoşa gitmek, işe yaramak

Örnek:

1. O vakit o kış kıyamette / Ne kadar makbule geçer tatlı

1. O vakit o kış kıyamette / Ne kadar makbule geçer tatlı


makbullük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Makbul olma durumu


makbuz
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Alındı


Lisan : Arapça maḳbūż

Makedon
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Makedonya halkından veya bu halkın soyundan olan kimse, Makedonyalı


Özel: Evet

Makedonca
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Makedonya'da kullanılan dil

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu dille yazılmış olan


Özel: Evet

Makedonyalı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Makedon

Örnek:

1. Ben de her Makedonyalı gibi o hızlı yaşamın akışı içindeydim.

1. Ben de her Makedonyalı gibi o hızlı yaşamın akışı içindeydim.


Özel: Evet

maket

İlgili Kelimeler:

maket bıçağı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mimarlıkta, sanayide ve bazı sanat dallarında yer alan eserlerin taslak durumundaki küçük örneği

Örnek:

1. Servet Bey, benim maketleri incelemekle meşguldü.

1. Servet Bey, benim maketleri incelemekle meşguldü.


Lisan : Fransızca maquette

maket bıçağı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genellikle maket yapımında kullanılan ince ve keskin bıçak


maketçi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Maket yapan kimse


maketçilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Maket yapma veya satma işi


makferlan
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Omuzdan yarı bele kadar inen pelerini olan palto


Lisan : (Mc Fairlane özel adından)

Telaffuz : l ince okunur

makferlanlı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Makferlan giymiş olan

Örnek:

1. Eskiden melon şapkalı ve siyah makferlanlı bir Rum doktoru sinirden, demişti.

1. Eskiden melon şapkalı ve siyah makferlanlı bir Rum doktoru sinirden, demişti.


maki
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Akdeniz dolaylarında yaygın olan, bodur ağaç ve çalılardan oluşan bitki örtüsü


Lisan : Fransızca maquis

maki
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Makigillerden, Madagaskar Adası'nda sık rastlanan, uzun kuyruklu, yumuşak tüylü bir tür maymun (Lemur)


Lisan : (Madagaskar yerlilerinin dilinden)

makigiller
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Örneği maki (II) olan primatlar sınıfı


makilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Maki yetişen yer


makina
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , 343 makine


Lisan : İtalyanca macchina

makine

İlgili Kelimeler:

makine dolabı, makine gücü, makine odası, makine parkı, makine yağı, buharlı makine, adres makinesi, alev makinesi, balya makinesi, buhar makinesi, bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, çay makinesi, çekiç makinesi, çıpır makinesi, çoğaltma makinesi, daktilo makinesi, dikiş makinesi, diyaliz makinesi, fotoğraf makinesi, hava boşaltma makinesi, hesap makinesi, indükleme makinesi, kahve makinesi, kalandır makinesi, kambura makinesi, kaynak makinesi, kuluçka makinesi, kurutma makinesi, külhan makinesi, nakış makinesi, pastav makinesi, püskürtme makinesi, reşme makinesi, sağım makinesi, sıra makinesi, silme makinesi, silindir makinesi, sürfile makinesi, teksir makinesi, tınaz makinesi, tıraş makinesi, tost makinesi, ücretlendirme makinesi, ütü makinesi, yalan makinesi, yaprak makinesi, yayık makinesi, yazı makinesi, zikzak makinesi

Anlamı:

1. isim , isim , teknik , teknik , isim , isim , teknik , teknik , Herhangi bir enerji türünü başka bir enerjiye dönüştürmek, belli bir güçten yararlanarak bir işi yapmak veya etki oluşturmak için çarklar, dişliler ve çeşitli parçalardan oluşan düzenekler bütünü

Örnek:

1. Tıraş makineleri ile usturalar çekmecelerde dururdu.

1. Tıraş makineleri ile usturalar çekmecelerde dururdu.

2. Bir alet veya taşıtın hareket etmesini sağlayan mekanizması

Örnek:

1. Saatin makinesi. Gramofonun makinesi.

1. Saatin makinesi. Gramofonun makinesi.

3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Araba, otomobil


Lisan : İtalyanca macchina

Telaffuz : maki'ne

makine çekmek
Anlamı:

1. dikiş makinesinde dikmek