92406 kayıt bulundu.
1. `hiç kimse, bulunduğu kamu hizmetinde ömrünün sonuna kadar kalamaz` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Mahkeme
1. Yıllarca mahkeme kapılarında süründü.
1. Yıllarca mahkeme kapılarında süründü.
1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Dava sonunda açıklanan karar
1. yüksek bir makamda koruyucusu, kayırıcısı bulunmak
Ön Takı : (birinin)
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Karşılıklı olarak birbirini dava etmek
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Mahkemede yargılanması, çözümlenmesi gereken
1. Mahkemelik bir iş.
1. Mahkemelik bir iş.
1. mahkemelik olmak
1. Korkma, ona zırnık vermem. İcap ederse mahkemeye düşeriz.
1. Korkma, ona zırnık vermem. İcap ederse mahkemeye düşeriz.
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Kazılmış, hakkedilmiş
Lisan : Arapça maḥkūk
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kazılmış, hakkedilmiş şeyler
Lisan : Arapça maḥkūkāt
Telaffuz : mahkû:kâ:tı
eli mahkûm, pranga mahkûmu
1. sıfat , sıfat , hukuk , hukuk , sıfat , sıfat , hukuk , hukuk , Hükümlü
1. Müebbet hapse mahkûm bir suçlu.
1. Müebbet hapse mahkûm bir suçlu.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Zorunda olan, mecbur
1. Bu konularda yeni kuşağın yanında her zaman cahil kalmaya mahkûmuz.
1. Bu konularda yeni kuşağın yanında her zaman cahil kalmaya mahkûmuz.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kötü bir sonuca varması kaçınılmaz olan
Lisan : Arapça maḥkūm
1. hüküm giydirmek
1. On beş yıl hapse mahkûm ettiler.
1. On beş yıl hapse mahkûm ettiler.
2. kötü bir duruma sürüklemek
1. Herkes kadını mahkûm etmeye çalıştı.
1. Herkes kadını mahkûm etmeye çalıştı.
3. mecbur etmek
1. Böylece bu medeniyete mahkûm edilmiş olan insanlar kendileri için çekilmiş iki çizgi arasında yalpalayıp duruyorlar.
1. Böylece bu medeniyete mahkûm edilmiş olan insanlar kendileri için çekilmiş iki çizgi arasında yalpalayıp duruyorlar.
1. hüküm giymek
1. Hakkında söylenti çıkan, derhâl dibine kadar incelenir, ya mahkûm olur ya temize çıkardı.
1. Hakkında söylenti çıkan, derhâl dibine kadar incelenir, ya mahkûm olur ya temize çıkardı.
2. kötü bir duruma düşmek
3. mecbur olmak
1. Fakat mensup olduğu içtimai sınıf, musiki ile hayatını kazanmayı ayıp saydığı için işsizliğe mahkûm olmuştu.
1. Fakat mensup olduğu içtimai sınıf, musiki ile hayatını kazanmayı ayıp saydığı için işsizliğe mahkûm olmuştu.
1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Mahkûma yaraşır bir biçimde
1. Onun emrini yerine getirmekten mahkûmane bir zevk alıyor.
1. Onun emrini yerine getirmekten mahkûmane bir zevk alıyor.
Lisan : Arapça maḥkūm + Farsça -āne
Telaffuz : mahkû:ma:ne
1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Hükümlülük
1. Hiçbir mahkûmiyeti yoktur.
1. Hiçbir mahkûmiyeti yoktur.
2. Hüküm giyilen süre
1. Mahkûmiyetini bitirmeden öldü.
1. Mahkûmiyetini bitirmeden öldü.
Lisan : Arapça maḥkūmiyyet
Telaffuz : mahkû:miyet
1. isim , isim , isim , isim , Takma ad
Lisan : Arapça maḫlaṣ
Telaffuz : l ince okunur
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Gülgillerden, 6-10 metre yüksekliğinde bir ağaç, kokulu kiraz, İdris ağacı (Prunus mahaleb)
2. Bu ağacın bahar olarak kullanılan, nohut büyüklüğündeki yemişi
Lisan : Arapça maḥleb
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yaratık
1. İnsanlar, koku duygusunun çeşitlerini ve manalarını görmekte her mahluktan daha fazla miyopturlar.
1. İnsanlar, koku duygusunun çeşitlerini ve manalarını görmekte her mahluktan daha fazla miyopturlar.
Lisan : Arapça maḫlūḳ
Telaffuz : mahlu:ku, l ince okunur
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yaratıklar
1. Daha doğrusu, cümle mahlukat tabiatla mücadele ediyor.
1. Daha doğrusu, cümle mahlukat tabiatla mücadele ediyor.
Lisan : Arapça maḫlūḳāt
Telaffuz : mahlu:ka:tı, l ince okunur
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Hallolmuş, çözülmüş, dağılmış
2. hukuk , hukuk , hukuk , hukuk , Mirasçısı olmayan bir kimseden hükûmete kalan (mülk)
3. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Eriyik
Lisan : Arapça maḥlūl
Telaffuz : l ince okunur