Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
mağrur olmak
Anlamı:

1. kibirlenmek, gururlanmak, kendini beğenmek

Örnek:

1. Gönlünün matemiyle mağrur olan kimseye / Cihanın acep hangi sevinci yüksek gelir?

1. Gönlünün matemiyle mağrur olan kimseye / Cihanın acep hangi sevinci yüksek gelir?


mağrurane
Anlamı:

1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Mağrurca

Örnek:

1. Bohçacı mağrurane güldü.

1. Bohçacı mağrurane güldü.


Lisan : Arapça maġrūr + Farsça -āne

Telaffuz : mağru:ra:ne

mağrurca
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Gururlanarak, kibirlenerek, büyüklenerek, mağrurcasına, mağrurane


Telaffuz : mağru'rca

mağrurcasına
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Mağrurca


Telaffuz : mağru'rcasına

mağrurlanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mağrurlanmak işi


mağrurlanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Kurumlanmak(I), gururlanmak, kibirlenmek, kendini beğenmek

Örnek:

1. Hakikati unutmaz, mağrurlanmaz; para, servet, ihtişam, saltanat gibi şeylere tenezzül bile etmezdi.

1. Hakikati unutmaz, mağrurlanmaz; para, servet, ihtişam, saltanat gibi şeylere tenezzül bile etmezdi.


mağrurluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mağrur olma durumu


mağşuş
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Karışık


Lisan : Arapça maġşūş

mah
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ay

Örnek:

1. Merhametin çoktur beni karama / Beni görüp mah yüzünü bürüme

1. Merhametin çoktur beni karama / Beni görüp mah yüzünü bürüme


Lisan : Farsça māh

mahal

İlgili Kelimeler:

meskûn mahal, şoför mahalli

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yöre (I)

Örnek:

1. Binaenaleyh, bu koruma tedbiri pazarda değil kesiş mahallinde yapılır.

1. Binaenaleyh, bu koruma tedbiri pazarda değil kesiş mahallinde yapılır.


Lisan : Arapça maḥall

mahal kalmamak
Anlamı:

1. gerek kalmamak, gereği olmamak


mahal vermek
Anlamı:

1. bir olayın gerçekleşmesine fırsat vermek


mahal yok
Anlamı:

1. gereği yok

Örnek:

1. Otomobilin dinmeyen yaygarasını üstüne alınmaya mahal yoktu.

1. Otomobilin dinmeyen yaygarasını üstüne alınmaya mahal yoktu.


mahalle

İlgili Kelimeler:

mahalle arası, mahalle arkadaşı, mahalle bekçisi, mahalle çapkını, mahalle imamı, mahalle kahvesi, mahalle karısı, mahalle mektebi, mahalle muhtarı, mahallenin delisi, aşağı mahalle, kenar mahalle, yedi mahalle, yukarı mahalle, teneke mahallesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir şehrin bir kasabanın, büyükçe bir köyün bölündüğü parçalardan her biri

Örnek:

1. Bir dakika sonra çığlık bütün mahalleyi ayaklandırdı.

1. Bir dakika sonra çığlık bütün mahalleyi ayaklandırdı.

2. Bu parçalarda oturan insanların tamamı


Lisan : Arapça maḥalle

mahalle arası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mahallenin sokakları arasında kalan yer


mahalle arkadaşı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Aynı mahallede oturan komşu veya dost

Örnek:

1. O gün haşarı mahalle arkadaşlarından altı yedi kişi ile birlikte buralarda dolaşıyordu.

1. O gün haşarı mahalle arkadaşlarından altı yedi kişi ile birlikte buralarda dolaşıyordu.


mahalle bekçisi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mahallenin güvenliğini, düzenini sağlamada yardımcı olan güvenlik görevlisi


mahalle çapkını
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Başka mahallelerde çapkınlık edemeyecek kadar beceriksiz kimse


mahalle imamı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mahalledeki mescitte veya camide görevli imam


mahalle kahvesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Mahallede oturanların devam ettiği kahve


mahalle kahvesi gibi
Anlamı:

1. havasız, gürültülü ve kalabalık (yer)


mahalle karısı
Anlamı:

1. isim , isim , hakaret yollu , hakaret yollu , isim , isim , hakaret yollu , hakaret yollu , Görgüsüz, kavgacı kadın

Örnek:

1. Korkunç bir mahalle karısı çığlığıyla üstümüze saldırdı.

1. Korkunç bir mahalle karısı çığlığıyla üstümüze saldırdı.


mahalle mektebi
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Mahallede bulunan ilkokul

Örnek:

1. Henüz beş yaşında mahalle mektebinde okurken öğleye yakın zelzele olmuştu.

1. Henüz beş yaşında mahalle mektebinde okurken öğleye yakın zelzele olmuştu.


mahalle muhtarı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Muhtar


mahallece
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Mahallede oturanlar tarafından

Örnek:

1. Mahallece taşın başına gidilip ondan su dilendi.

1. Mahallece taşın başına gidilip ondan su dilendi.

2. Mahallede oturanlar olarak hep birlikte

Örnek:

1. O zaman bu güzelim İstanbul'da mahallece yaşardık.

1. O zaman bu güzelim İstanbul'da mahallece yaşardık.


Telaffuz : mahalle'ce