92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Tertemiz
1. `herkes işine yarayan şeyi benimser` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , isim , isim , Genç işçi arının başındaki bezlerden salgıladığı, azotu çok madde
1. isim , isim , isim , isim , Elâzığ iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : arı'cağı
tecahülüarif
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok anlayışlı ve sezgili (kimse)
1. Anadolu'da arif derler, bir halk yetişmişi vardır.
1. Anadolu'da arif derler, bir halk yetişmişi vardır.
Lisan : Arapça ʿārif
Telaffuz : a:rif
1. herkesin anlayacağı kadar açık söylenmeyen bir sözün gerçek anlamını kavrayanlar için söylenen bir söz
tecahülüarifane
1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Arif olana yakışacak bir biçimde
Lisan : Arapça ʿārif + Farsça -āne
Telaffuz : a:rifa:ne
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yiyeceği ortaklaşa sağlanan (toplantı)
Lisan : Arapça ʿārif + Farsça -āne
Telaffuz : a:rifa:ne
arife günü
1. isim , isim , isim , isim , Belirli bir günün, olayın bir önceki günü veya ona yakın günler, ön gün
1. Bazı ramazan ve bayram arifelerinde teyzelerim beni Eyüp'teki aile mezarlığına götürürlerdi.
1. Bazı ramazan ve bayram arifelerinde teyzelerim beni Eyüp'teki aile mezarlığına götürürlerdi.
Lisan : Arapça ʿarefe
1. `bir sözün yalan olduğu çabuk anlaşılır ve söyleyen toplum içinde utanılacak bir duruma düşer` anlamında kullanılan bir söz
1. bir işi sonuna kadar başarılı götürüp sonunda olumlu sonuca ulaşamamak
1. isim , isim , isim , isim , Sakarya iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : ari'fiye
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Zayıf, cılız, kuru, sıska
1. Arık, zayıf bir buzağı kuyruğunu sallayarak gidiyordu.
1. Arık, zayıf bir buzağı kuyruğunu sallayarak gidiyordu.
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Ark
1. Arıkta çimdim de geldim diye fısıldadı.
1. Arıkta çimdim de geldim diye fısıldadı.
2. Fide veya fidan dikilen yer
1. `güçsüz kişi, kimseye yardım edecek durumda değildir` anlamında kullanılan bir söz
1. tıkanan, bozulan arkları temizleyip açmak
1. Beş gün belinin, kollarının ağrısını duymadan Binnaz'ın önü sıra arık çekti.
1. Beş gün belinin, kollarının ağrısını duymadan Binnaz'ın önü sıra arık çekti.
1. `değersiz kişiden yararlı iş, verimsiz tarladan bol ürün beklenmez` anlamında kullanılan bir söz
1. `güçsüz kimseyi ezmek yiğitlik değildir` anlamında kullanılan bir söz
2. `kendisinden yararlanılamayacak kişiye yararlanmak amacıyla eziyet edilmemelidir` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , isim , isim , Su yolu yapan kimse
1. O günlerde on beş liraydı usta bir arıkçının gündeliği.
1. O günlerde on beş liraydı usta bir arıkçının gündeliği.