arazi

İlgili Kelimeler:

arazi aracı, arazi otomobili, arazi taraması, arazi yarışı, vakıf arazisi

Anlamı:

1. isim , isim , coğrafya , coğrafya , isim , isim , coğrafya , coğrafya , Yeryüzü parçası, yerey, toprak

Örnek:

1. Kurulan heyet şehrin arka tepelerinde kondu kurulacak uygun bir arazi bulma işiyle görevlendirildi.

1. Kurulan heyet şehrin arka tepelerinde kondu kurulacak uygun bir arazi bulma işiyle görevlendirildi.

2. Yer

Lisan : Arapça arāżī

Telaffuz : ara:zi

arazi açmak

Anlamı:

1. fundalık, koruluk, sazlık yerleri temizleyerek tarıma elverişli duruma getirmek

arazi aracı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Her türlü arazide kullanılabilecek biçimde ve güçte yapılmış motorlu araç

arazi olmak

Anlamı:

1. sıvışmak

2. işten kaçmak

arazi otomobili

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kara yollarında yolcu ve yük taşıyabilecek nitelikte olmakla beraber yüksek motor gücü sayesinde genellikle yol dışında ve engebeli arazide kullanılan taşıt

Örnek:

1. Normal otomobil değil de yabansı boyutlarda arazi otomobili kullanmak moda oldu.

1. Normal otomobil değil de yabansı boyutlarda arazi otomobili kullanmak moda oldu.

arazi taraması

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Güvenlik güçlerinin belli bir bölgede tehlike oluşturabilecek patlayıcı vb. maddeleri özel araçlarla araması

arazi yarışı

Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Her türlü arazi koşulunda özel motorlu araçlarla yapılan yarış

araziye uymak

Anlamı:

1. ortama, çevreye uymak

2. görünmemeye çalışmak

arazöz

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yolları ve yol kenarlarındaki yeşillikleri sulamakta kullanılan araç

Lisan : Fransızca arroseuse

arbalet

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kundaklı, tetikli yay

Lisan : Fransızca arbalète

arbede

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çatışma, patırtı

Örnek:

1. İşler arapsaçına döner ve doğacak arbedeleri de önlemenin çaresi bulunmaz.

1. İşler arapsaçına döner ve doğacak arbedeleri de önlemenin çaresi bulunmaz.

Lisan : Arapça ʿarbede

arbedeci

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gürültülü kavga yapan, patırtı çıkaran kimse

arbitraj

Anlamı:

1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Ara kazanç

Lisan : Fransızca arbitrage

arboretum

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ağaç parkı

Lisan : Latince

arda

Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , İşaret olarak yere dikilen çubuk

2. Maden üzerine kazıma yapmak ve çıkrıkta çevrilen şeyleri yontmak için kullanılan çelik kalem

3. Ardıl

Ardahan

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri

Özel: Evet

Telaffuz : a'rdahan

Ardahanlı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ardahan ilinden olan kimse

Özel: Evet

Ardahanlılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ardahanlı olma durumu

Özel: Evet

ardak

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , İçten çürümeye yüz tutmuş ağaç

ardaklanma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ardaklanmak durumu

ardaklanmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Ağaçlarda mantarların sebep olduğu çürümeye uğramak

Ardanuç

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Artvin iline bağlı ilçelerden biri

Özel: Evet

Telaffuz : a'rdanucu

Ardeşen

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Rize iline bağlı ilçelerden biri

Özel: Evet

Telaffuz : a'rdeşen

ardı arası (veya arkası) kesilmemek (veya gelmemek)

Anlamı:

1. aralıksız olarak gelmek

Örnek:

1. Olayların ardı arası kesilmez. Hepsi birbirini kovalar.

1. Olayların ardı arası kesilmez. Hepsi birbirini kovalar.

ardı ardına

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Ara vermeden, aralıksız olarak, sürekli bir biçimde

Örnek:

1. Evimize ardı ardına iki konuk geldi.

1. Evimize ardı ardına iki konuk geldi.