Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
araya girmek
Anlamı:

1. iki kişinin arasındaki bir işe karışmak

2. iki kişiyi uzlaştırmaya çalışmak

3. bir iş yapılırken ona engel olacak başka bir şey çıkmak


araya gitmek
Anlamı:

1. harcanmak, karışıklığa kurban olmak


araya kaynayıp gitmek
Anlamı:

1. göz ardı edilmek

Örnek:

1. Bu arada üç beş yazarın üretimi de araya kaynayıp gidiyor.

1. Bu arada üç beş yazarın üretimi de araya kaynayıp gidiyor.


araya koymak
Anlamı:

1. bir işte sözü geçer bir kimsenin aracılığına başvurmak


araya vermek
Anlamı:

1. yararsız bir işe harcamak


arayabilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Arayabilmek işi


arayabilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Arama ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Aramaya gücü yetmek

3. Arama becerisi bulunmak


arayan Mevla'sını da bulur, belasını da
Anlamı:

1. `iyiyi amaçlayanlar iyiye, kötüyü amaçlayanlar ise kötüye ulaşırlar` anlamında kullanılan bir söz


arayı açmak
Anlamı:

1. aradaki uzaklık artmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , görüşmemek


arayı soğutmak
Anlamı:

1. eski yakınlık, dostluk kalmamak


arayı yapmak
Anlamı:

1. arasını bulmak


arayıcı

İlgili Kelimeler:

arayıcı fişeği

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyi aramayı iş edinen kimse

Örnek:

1. Define arayıcısı.

1. Define arayıcısı.

2. gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , gök bilimi , İstenilen yıldızı teleskobun görüntüsü içine getirebilmek için büyük teleskoplara paralel olarak bağlı, görüş alanı geniş olan küçük teleskop


arayıcı fişeği
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir tür donanma fişeği


arayıcılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Arayıcı olma durumu


arayıp (veya aramak) taramak
Anlamı:

1. dikkatle aramak, çok aramak

Örnek:

1. Nereyi arayıp taradılarsa elleri hemen hemen boş döndüler.

1. Nereyi arayıp taradılarsa elleri hemen hemen boş döndüler.


arayıp da bulamamak
Anlamı:

1. beklenmedik iyi bir durumla karşılaşmak


arayıp sormak
Anlamı:

1. biri hakkında haber sormak

2. birinin ziyaretine giderek ona karşı ilgi göstermek


arayış
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Arama işi

Örnek:

1. Meydan tatminsizlerin tatmin arayışlarına mı kalırdı?

1. Meydan tatminsizlerin tatmin arayışlarına mı kalırdı?


arayıverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Arayıvermek işi


arayıvermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çabucak aramak


Telaffuz : arayı'vermek

arayüz
Anlamı:

1. isim , isim , bilişim , bilişim , isim , isim , bilişim , bilişim , Bilgisayar yazılımlarının kullanıcı tarafından çalıştırılmasını sağlayan, çeşitli resimlerin, grafiklerin, yazıların yer aldığı ön sayfa


Telaffuz : ara'yüz

araz
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , İlinek

2. tıp , tıp , tıp , tıp , Belirti

Örnek:

1. Bu hastalığın gösterdiği çeşitli araz üzerindeki sayısız müşahedelerim bana bir nevi pratik ihtisas temin etmişti.

1. Bu hastalığın gösterdiği çeşitli araz üzerindeki sayısız müşahedelerim bana bir nevi pratik ihtisas temin etmişti.


Lisan : Arapça ʿaraż

âraz
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Belirtiler


Lisan : Arapça aʿrāż

Telaffuz : a:ra:z

arazbar
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , müzik , müzik , isim , isim , eskimiş , eskimiş , müzik , müzik , Türk müziğinde bir birleşik makam


Lisan : Arapça ʿaraż + Farsça bār

Telaffuz : arazba:rı

arazbarbuselik
Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Türk müziğinde bir birleşik makam


Lisan : Arapça ʿaraż + Farsça bār + bū-selīk

Telaffuz : arazba'rbu:selik