92406 kayıt bulundu.
araştırma filmi, araştırma geliştirme, araştırma görevlisi, klinik araştırma, alan araştırması, meclis araştırması, yöneylem araştırması, yüzey araştırması
1. isim , isim , isim , isim , Araştırmak işi, araştırı, istikşaf, taharri, tetkik
2. Bilim ve sanatla ilgili olarak yapılan yöntemli çalışma, araştırı
1. Sosyal ve bilimsel konuda araştırmalar, makaleler yayımlar.
1. Sosyal ve bilimsel konuda araştırmalar, makaleler yayımlar.
1. isim , isim , sinema , sinema , televizyon , televizyon , isim , isim , sinema , sinema , televizyon , televizyon , Herhangi bir bilimsel araştırmada alıcının salt bir kayıt aracı olarak kullanılmasıyla elde edilen film
1. isim , isim , isim , isim , Bir ürünün veya bir çalışmanın etkisini, verimliliğini, geliştirilmesini sağlamak için uzmanlarca yapılan ayrıntılı araştırma
1. isim , isim , isim , isim , Yükseköğretim kurumlarında yapılan araştırma, inceleme ve deneylerde yardımcı olan ve yetkili organlarca verilen görevleri yapan öğretim yardımcısı, asistan
1. isim , isim , isim , isim , Araştırma yapan, inceleyen kimse, araştırıcı, araştırman, mütetebbi
1. Bütün uzay araştırmacıları için yepyeni bir milattı bugün.
1. Bütün uzay araştırmacıları için yepyeni bir milattı bugün.
1. isim , isim , isim , isim , Araştırmacı olma durumu, araştırıcılık
1. Belediyede çöpçü kadrosunda yer etmiş konducuların araştırmacılığına başvuruldu.
1. Belediyede çöpçü kadrosunda yer etmiş konducuların araştırmacılığına başvuruldu.
1. -i , -i , -i , -i , Birini veya bir şeyi bulmak için bir yeri gözden geçirmek
1. Odayı iyice araştırdım ama aradığımı bulamadım.
1. Odayı iyice araştırdım ama aradığımı bulamadım.
2. Bir gerçeği ortaya çıkarmak için aramalarda bulunmak, sormak, soruşturmak
1. Birkaç adam gönder ve durumu araştırsınlar.
1. Birkaç adam gönder ve durumu araştırsınlar.
3. Bilimde ve sanatta yöntemli çalışmalar yapmak
1. Türkiye'de henüz memleket meselelerini ilmî bir şekilde araştıran müesseseler kurulmamıştır.
1. Türkiye'de henüz memleket meselelerini ilmî bir şekilde araştıran müesseseler kurulmamıştır.
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Aratma ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Aratmaya gücü yetmek
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Arama işini bir başkasına yaptırmak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Özletmek
1. Bana senden ayrı kaldığım günleri aratıyorsun.
1. Bana senden ayrı kaldığım günleri aratıyorsun.
1. -i , -i , -i , -i , Aratma işini yaptırmak
1. İcatçıya yeni şeyler düşündüren, hekime yeni tedavi yolları arattıran ... hep ümittir.
1. İcatçıya yeni şeyler düşündüren, hekime yeni tedavi yolları arattıran ... hep ümittir.
1. arada kırgınlık oluşmak
1. Hiç cevap vermedi, ağlamaya başladı ama aramıza soğukluk girdi.
1. Hiç cevap vermedi, ağlamaya başladı ama aramıza soğukluk girdi.