92406 kayıt bulundu.
1. arkadaşlıkları sarsılmak, arkadaşlık bağları kopmak, birbirine darılmak
1. O ara garajcı ile de araları açıldığından tiyatroculuk oyununu bırakıp dergicilik oyununa geçtiler.
1. O ara garajcı ile de araları açıldığından tiyatroculuk oyununu bırakıp dergicilik oyununa geçtiler.
1. o kimseyle aralarında gerginlik, geçimsizlik olmak
Ön Takı : (biriyle)
1. iki kişi arasındaki dostluğu, ilişkiyi bozmak
1. araları bozulmuş iki kişiyi uzlaştırmak, barıştırmak
1. Emine ile aralarını bulmaya çalışacağını söyledi, delikanlının gönlüne biraz ümit serptikten sonra çekildi gitti.
1. Emine ile aralarını bulmaya çalışacağını söyledi, delikanlının gönlüne biraz ümit serptikten sonra çekildi gitti.
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Yer fıstığı
Lisan : Fransızca arachide
artsız arasız
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Sürekli olarak, arkası kesilmeden, ara vermeden, müstemirren, vira
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Çarşılarda veya alışveriş bölgelerinde aynı işi yapan esnafın bir arada bulunduğu bölüm
1. Belediye çavuşu yanında jandarma onbaşısı, çarşıyı ve arastaları dolaşmış, esnafa kepenk kapattırmıştır.
1. Belediye çavuşu yanında jandarma onbaşısı, çarşıyı ve arastaları dolaşmış, esnafa kepenk kapattırmıştır.
Lisan : Farsça ārāste
1. -i , -i , -i , -i , Araştırma ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Araştırmaya gücü yetmek
3. Araştırma becerisi bulunmak
1. isim , isim , isim , isim , Araştırmacı
2. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Meraklı
1. Araştırıcı bakışlarla baktı.
1. Araştırıcı bakışlarla baktı.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Araştırılma ihtimali veya imkânı bulunmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Araştırma yapılmak, gözden geçirilmek
1. İşte bu nokta araştırılmak ister.
1. İşte bu nokta araştırılmak ister.