Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
açık ciro
Anlamı:

1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Senet veya çekin arkasının kime ödeneceği belirtilmeden imzalanmasıyla yapılan ciro


açık deniz
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Denizin, kara sularının dışında kalan bölümü

2. Denizin kıyıdan çok uzaklarda bulunan geniş bölümü, engin

Örnek:

1. Susuzluk korkusu, çölde, açık denizde, çorak bir dağ başında kapkara kızgın bir el gibi insanın gırtlağına sarılabilir.

1. Susuzluk korkusu, çölde, açık denizde, çorak bir dağ başında kapkara kızgın bir el gibi insanın gırtlağına sarılabilir.


açık devre
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Bir yalıtkanla üzerinden elektrik akımının sürekli olarak geçmesinin engellendiği devre


açık dolaşım sistemi
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Genellikle bütün eklem bacaklılarda ve birçok yumuşakçada bulunan atardamar ve kan boşluğundan oluşmuş açık bir dolaşım sistemi


açık durum
Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Güreşte vücudun dizler bükülü, ayaklar açık, dirsekler gövdeye yakın, kollar yarı gergin olarak aldığı durum


açık duruşma
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Herkesin dinleyebileceği duruşma, açık celse


açık düşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Açık düşmek işi

2. spor , spor , spor , spor , Yağlı güreşte pehlivanın göbeğinin gökyüzünü görmesinden dolayı yenik sayılması


açık düşmek
Anlamı:

1. herhangi bir sebeple bir filodan veya istenilen yerden uzakta kalmak

2. spor , spor , spor , spor , yağlı güreşte yenilgi sebebi olan sırtı veya yanı toprağa değmek


açık düşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Herhangi bir sebeple bir filodan veya istenilen yerden uzakta kalmak


açık eksiltme
Anlamı:

1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Yaptırılacak bir işin, satın alınacak bir malın ucuza sağlanması için işi yapacak veya malı satacak kişiler arasında fiyat düşürme yarışına dayanan işlem


açık elli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Cömert


açık ellilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cömertlik

Örnek:

1. Kuvvetli, esmer, sıhhatli, doğru sözlülüğü ve açık elliliğiyle dostlarına kendini sevdirmiş bir kadındı.

1. Kuvvetli, esmer, sıhhatli, doğru sözlülüğü ve açık elliliğiyle dostlarına kendini sevdirmiş bir kadındı.


açık etmek
Anlamı:

1. sırrını açığa vurmak, ele vermek


açık fikirli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Olayları ve özellikle yenilikleri iyi anlayıp gereği gibi karşılayabilen, düşündüğünü olduğu gibi söyleyebilen (kimse)


açık fikirlilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Açık fikirli olma durumu


açık giyim
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kadın giyiminin kolları, göğsü veya sırtı açıkta bırakan biçimi, dekolte


açık giyimli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Göreneğe aykırı derecede çıplak, dekolte


açık görüş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cezaevlerinde yatanlarla yakınlarının belirli günlerde, aralarında herhangi bir fiziksel engel olmaksızın yaptıkları görüşme biçimi


açık gri
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Grinin bir veya birkaç ton açığı

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu renkte olan


açık hava

İlgili Kelimeler:

açık hava müzesi, açık hava sineması, açık hava tiyatrosu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bahçe, park gibi yapı dışı olan yer

2. Bulutsuz hava

Örnek:

1. Uçurtmalar biraz gök, açık hava ve rüzgâr ister.

1. Uçurtmalar biraz gök, açık hava ve rüzgâr ister.


açık hava müzesi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Açık havadan etkilenmeyecek etnografik eserlerin, evlerin, işlik vb. sivil yapıların sergilendiği bir bölgede kurulan üstü açık müze


açık hava sineması
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yazın veya iklimi elverişli yerlerde geceleri çalışan, üstü açık, yanları kapalı sinema


açık hava tiyatrosu
Anlamı:

1. isim , isim , tiyatro , tiyatro , isim , isim , tiyatro , tiyatro , Yazın veya iklimi elverişli yerlerde geceleri çalışan, üstü açık, yanları kapalı tiyatro


açık hece
Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Ünlü ile biten hece

Örnek:

1. ana (a-na), araba (a-ra-ba), ütü (ü-tü).

1. ana (a-na), araba (a-ra-ba), ütü (ü-tü).


açık hesap
Anlamı:

1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , Peşin para veya bono vermeden yapılan alışveriş