92406 kayıt bulundu.
1. ... imişçesine davranmak
1. Sever gibi yapmak.
1. Sever gibi yapmak.
1. yerine koymak
1. Kardeş gözüyle bakmak.
1. Kardeş gözüyle bakmak.
Ön Takı : (bir şeye)
1. -diği anda
1. Güneşin batmasıyla beraber hava soğuyuverdi.
1. Güneşin batmasıyla beraber hava soğuyuverdi.
2. -den başka
1. Mektup yazmakla beraber telgraf da çekti.
1. Mektup yazmakla beraber telgraf da çekti.
3. -diği hâlde
1. Yıllarca çalışmakla beraber yine başaramadı.
1. Yıllarca çalışmakla beraber yine başaramadı.
1. yakıştırılan şeyin uygunsuzluğunu belirtmeye yarar
1. Bambu ağacından takım kim, ben kim?
1. Bambu ağacından takım kim, ben kim?
1. yapılan bir işte geri dönülemeyecek bir noktada olmak
2. bir şeyi yapmaya hakkı olmamak
3. bir şeyin yapılması göze alınamayacak bir noktada olmak
4. bir şeyi yapmak için olanağı bulunmamak
1. ona öyle imiş gibi, o gözle bakmak
1. Ona düşman nazarıyla bakıyor.
1. Ona düşman nazarıyla bakıyor.
1. tekrarlandığında iki şeyin aralarındaki uzaklığı veya nitelik ayrımını belirten bir söz
1. Konya nere Ankara nere.
1. Konya nere Ankara nere.
1. söylenilen iki kimsenin birlikte olması gerektiği anlatılmak istendiğinde kullanılan bir söz
1. Ben nerede sen orada.
1. Ben nerede sen orada.
1. sözü geçen her şey
1. Er olsun subay olsun, harpte ölen her askerin müşterek sembolü meçhul askerdir.
1. Er olsun subay olsun, harpte ölen her askerin müşterek sembolü meçhul askerdir.
1. ... hatırı için, anısına
1. Alışmış olduğu perhizkârlığa rağmen bu gece şu ziyafet şerefine çok içmişti.
1. Alışmış olduğu perhizkârlığa rağmen bu gece şu ziyafet şerefine çok içmişti.
1. ... yaşında olmak
1. Artık çocuk değilsin, on yedi yaşını sürüyorsun.
1. Artık çocuk değilsin, on yedi yaşını sürüyorsun.
1. herhangi birinin kanısınca
1. Bana kalırsa siz yanılıyorsunuz.
1. Bana kalırsa siz yanılıyorsunuz.
2. elinden gelse, elinde olsa
1. Bana kalsa çok daha önce gelirdim buraya.
1. Bana kalsa çok daha önce gelirdim buraya.
1. herhangi bir şeyi en iyi biçimde başarmak, herhangi bir yönüyle doyurmak
1. Orkestra tam bir müzik ziyafeti çekti.
1. Orkestra tam bir müzik ziyafeti çekti.
1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Şaşma, hatırlama, sevinme, acıma, üzülme, kızma vb. duyguların anlatımına güç kazandıran söz
1. A, ne güzel!
1. A, ne güzel!
2. A, sen burada mıydın?
2. A, sen burada mıydın?
Telaffuz : a:
1. baştan aşağı, tamamen, tamamıyla, bütünüyle
1. Evini a'dan z'ye değiştirdi.
1. Evini a'dan z'ye değiştirdi.
1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Dilek kipinin ikinci teklik ve çokluk şahıslarının çekiminden sonra gelerek anlamı pekiştiren ve güçlendiren bir söz
1. Azıcık dursana oğlum, dedi.
1. Azıcık dursana oğlum, dedi.
2. Onu bana getiriversene!
2. Onu bana getiriversene!
3. Başka gazetelere baksanıza! Onlar da yazıyor.
3. Başka gazetelere baksanıza! Onlar da yazıyor.
4. Şimdi de başka çıkmazdayız desenize!
4. Şimdi de başka çıkmazdayız desenize!
1. Türk alfabesinin ilk sırasında yer alan ve A adı verilen bu harf, ses bilimi bakımından kalın ünlülerin düz ve geniş olanını gösterir
2. müzik , müzik , müzik , müzik , Nota işaretlerini harflerle gösterme yönteminde la sesini bildirir
abıhayat, abıkevser, abuhava
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Su
Lisan : Farsça āb
Telaffuz : a:b