92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Bir şeye duyulan eğilim, arzu, şevk
1. Yanıma yaklaşan gölge, o eski şarkıyı gerçek bir istekle tekrarlıyordu.
1. Yanıma yaklaşan gölge, o eski şarkıyı gerçek bir istekle tekrarlıyordu.
2. Yerine getirilmesi başkasından istenilen şey, meram, talep
1. Bu adamın istekleri bitmiyor.
1. Bu adamın istekleri bitmiyor.
3. dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , İstek ve niyet kavramı veren isteme kipi
1. Göreyim, göresin, göre.
1. Göreyim, göresin, göre.
4. ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , Belirli bir gereksinimi karşılayacağı düşünülen nesne veya duruma karşı duyulan özlem, arzu
1. istemesine, arzu duymasına yol açmak
1. İnsanda ille de saçını, yanağını okşamak isteğini uyandıran güzel kız çocuklarını andırırdı.
1. İnsanda ille de saçını, yanağını okşamak isteğini uyandıran güzel kız çocuklarını andırırdı.
1. isim , isim , isim , isim , Bilardo oyununda toplara vurmak için kullanılan sopa
2. İstika
3. Basımevlerinde kitap formalarını kırmak, katlamak için kullanılan sert tahta veya kemikten yapılmış araç
Lisan : İtalyanca stecca
Telaffuz : iste'ka
1. -i , -i , -i , -i , Birinde bir şey yapma isteğini uyandırmak, özendirmek, teşvik etmek, motive etmek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir şeye karşı istek duymak, heveslenmek
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir şeye karşı isteği olan
1. Neden olmasın, çok istekli bir çocuk. Üstelik genç ve dinamik.
1. Neden olmasın, çok istekli bir çocuk. Üstelik genç ve dinamik.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir işi yapmaya isteği olmayan, gönülsüz
1. İsteksiz gözlerle listeye şöyle bir baktı.
1. İsteksiz gözlerle listeye şöyle bir baktı.
2. zarf , zarf , zarf , zarf , İsteksizce
1. Güneş de bu duman yığınının içine dalıyor, isteksiz kaybolup gidiyor.
1. Güneş de bu duman yığınının içine dalıyor, isteksiz kaybolup gidiyor.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , İstek göstermeden, isteksiz olarak
1. Köylü de beklenilmeyen bir cesaretle kendisine isteksizce verilen yere sıkıştı.
1. Köylü de beklenilmeyen bir cesaretle kendisine isteksizce verilen yere sıkıştı.
Telaffuz : isteksi'zce
1. isim , isim , isim , isim , İsteksiz olma durumu
1. Eskisi gibi çalışmaktan zevk almıyordu. İçinde anlaşılmaz bir isteksizlik vardı.
1. Eskisi gibi çalışmaktan zevk almıyordu. İçinde anlaşılmaz bir isteksizlik vardı.
1. isim , isim , isim , isim , Bir kimseden bir şeyi yapmasını veya yapmamasını isteme, talep, arzu
2. Tüketicinin piyasadan mal çekmesi
3. ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , İrade veya isteğin eylem durumunda belirmesi
isteme kipleri
1. isim , isim , isim , isim , İstemek işi
1. Birinden bir şey istemenin işkence çekmekle eş değer olduğunu anlayacaktık.
1. Birinden bir şey istemenin işkence çekmekle eş değer olduğunu anlayacaktık.
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Dilek, istek, gereklik ve emir kavramları veren kipler
1. Gelse, gele, gelmeli, gelsin.
1. Gelse, gele, gelmeli, gelsin.
ister istemez
1. -i , -i , -i , -i , İstek duymak, arzulamak
1. İçeri girmekten korkarak bahçedeki demir kanepeye oturmak istedi.
1. İçeri girmekten korkarak bahçedeki demir kanepeye oturmak istedi.
2. -i , -i , -den , -den , -i , -i , -den , -den , Bir şeyin kendisine verilmesini veya yapılmasını söylemek, dilemek
1. Bir gün benden okumak için kitap istedi.
1. Bir gün benden okumak için kitap istedi.
3. Görmek istediğini bildirmek
1. Sizi isteyen kimdi?
1. Sizi isteyen kimdi?
4. Gerek olmak
1. Yurdun ilerlemesi için çok çalışmak ister.
1. Yurdun ilerlemesi için çok çalışmak ister.
5. Evlenmek dileğinde bulunmak
1. Komşunun kızını istemişler.
1. Komşunun kızını istemişler.
1. `bir şeyi istemem diyen, fırsat bulduğunda o şeyi elde etmek için aşırı hırs gösterir` anlamında kullanılan bir söz
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yapılıp yapılmaması insanın kendi isteğine bağlı olan
2. Bir istek üzerine veya isteyerek yapılan
1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , İradeyi etkileyebilecek güçte olmayan, gelip geçici isteme
1. Kararsızlık, art arda gelen birbirine karşıt birtakım istemsemelerden oluşan bir durumdur.
1. Kararsızlık, art arda gelen birbirine karşıt birtakım istemsemelerden oluşan bir durumdur.