Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ıstampalama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Istampalamak işi


ıstampalamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Ham madeni sıcakta veya soğukta istenilen kalıba sokarak şekillendirmek


İstanbul

İlgili Kelimeler:

İstanbul efendisi, İstanbul kekiği, İstanbul lalesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Türkiye'nin Marmara Bölgesi'nde yer alan illerinden biri


Özel: Evet

Telaffuz : ista'nbul

İstanbul efendisi
Anlamı:

1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Genellikle İstanbul'da oturan kibar, saygılı, alçak gönüllü, olgun, çelebi ve yardımsever kimse

Örnek:

1. İstanbul efendilerine özgü bu olgun ve çelebi tavır sahnedeki tutumuna, jestlerine, mimiklerine kadar sinmişti.

1. İstanbul efendilerine özgü bu olgun ve çelebi tavır sahnedeki tutumuna, jestlerine, mimiklerine kadar sinmişti.


İstanbul kekiği
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Trakya, Batı ve Güney Anadolu'da yetişen sık tüylü, beyaz ve pembe çiçekli, kuvvetli kokulu, çok yıllık bir bitki (Origanum heradeoticum)


İstanbul lalesi
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , 16-18. yüzyıllar arasında İstanbul'da birçok çeşidi elde edilmiş, çiçeği badem biçiminde, hançer biçimli yapraklarının ucu tığ gibi ince ve sivri olan lalelere verilen genel ad, Osmanlı lalesi


istanbulin
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tanzimattan Meşrutiyete kadar Türkiye'de kullanılan, yakası kapalı bir tür erkek ceketi


İstanbullu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İstanbul ilinden olan kimse


Özel: Evet

İstanbulluluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İstanbullu olma durumu


Özel: Evet

ıstar
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Halı, kilim dokunan tezgâh


Lisan : Rumca

istasyon

İlgili Kelimeler:

afet istasyonu, akaryakıt istasyonu, benzin istasyonu, meteoroloji istasyonu, radyo istasyonu, servis istasyonu, televizyon verici istasyonu, uzay istasyonu, yer istasyonu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tren, metro durağı

Örnek:

1. Hep birlikte ilk istasyonda inerek karakola gitmişlerdi.

1. Hep birlikte ilk istasyonda inerek karakola gitmişlerdi.

2. Araştırma kuruluşu

Örnek:

1. Meteoroloji istasyonu. Tohum ıslah istasyonu.

1. Meteoroloji istasyonu. Tohum ıslah istasyonu.

3. Satış, bakım, aşı vb. işler yapılan kuruluş veya yer

Örnek:

1. Trafik muayene istasyonu. Aşı istasyonu.

1. Trafik muayene istasyonu. Aşı istasyonu.


Lisan : Fransızca station

istasyon yapmak
Anlamı:

1. duraklamak, beklemek

Örnek:

1. Bir geçitte bir dakika kadar istasyon yaparak geçit bekçisiyle yârenlik ettik.

1. Bir geçitte bir dakika kadar istasyon yaparak geçit bekçisiyle yârenlik ettik.


istatistik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir sonuç çıkarmak için verileri yöntemli bir biçimde toplayıp sayı olarak belirtme işi, sayımlama (I)

2. İlkelerini olasılık kuramlarından alarak eldeki verileri grafik ve sayı biçiminde değerlendirmeye dayandıran matematiğin uygulamalı dalı, sayım bilimi


Lisan : Fransızca statistique

istatistikçi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İstatistik uzmanı, istatistikle uğraşan kimse, sayımlamacı


istatistikçilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İstatistikçi olma durumu


istatistiki
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İstatistiksel


Lisan : Fransızca statistique + Arapça -ī

Telaffuz : istatistiki:

istatistiksel
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İstatistiğe dayanan, sayımlamalı, istatistiki


istavrit

İlgili Kelimeler:

istavrit azmanı

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Uskumrugillerden, pulsuz ve az kılçıklı bir balık (Trachurus trachurus)


Lisan : Rumca

istavrit azmanı
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Ton balığı


istavroz
Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Haç

Örnek:

1. İstavrozunu bir gün göğsünden eksik etmez.

1. İstavrozunu bir gün göğsünden eksik etmez.

2. teknik , teknik , teknik , teknik , Sıhhi tesisatta kullanılan dört girişli bağlantı borusu


Lisan : Rumca

istavroz çıkarmak
Anlamı:

1. haç çıkarmak

Örnek:

1. Lanet kelimesini her anışında istavroz çıkarıyordum.

1. Lanet kelimesini her anışında istavroz çıkarıyordum.


işte
Anlamı:

1. edat , edat , edat , edat , Bir şey gösterilirken veya bir şeye işaret edilirken söylenen bir söz, aha, ahacık

Örnek:

1. İşte bu iki adam bir aralık göz göze geldiler.

1. İşte bu iki adam bir aralık göz göze geldiler.

2. Anlatılan bir sözün sonucuna gelindiğini gösterir

Örnek:

1. İşte bütün manzara budur!

1. İşte bütün manzara budur!

3. Anlatılan şeye dikkat çekmek için kullanılan bir söz

Örnek:

1. Ekmek, peynir, yumurta, marul, limon, ne bulursan al işte.

1. Ekmek, peynir, yumurta, marul, limon, ne bulursan al işte.


istediği gibi
Anlamı:

1. kendi düşünce, görüş ve dileğine göre


istediği gibi at koşturmak (veya oynatmak)
Anlamı:

1. keyfince, istediği gibi davranmak


istediğini söyleyen istemediğini işitir
Anlamı:

1. `bir kimseye hakaret etmek, ağır sözler söylemek doğru değildir, o da ağır sözlerle karşılık verir` anlamında kullanılan bir söz