iştahı açılmak

Anlamı:

1. yemek isteği artmak

Ön Takı : (birinin)

iştahı kabarmak

Anlamı:

1. isteği çoğalmak, heveslenmek

Örnek:

1. Derken, yavaş yavaş benim de iştahım kabarmaya başladı.

1. Derken, yavaş yavaş benim de iştahım kabarmaya başladı.

Ön Takı : (birinin)

iştahı kapanmak (veya kesilmek)

Anlamı:

1. yemek isteği yok olmak

Örnek:

1. Doktor muayenesine gitmek için aldığı her randevunun ardından korkudan iştahı kesiliyordu.

1. Doktor muayenesine gitmek için aldığı her randevunun ardından korkudan iştahı kesiliyordu.

iştahı olmak

Anlamı:

1. yemek isteği fazla olmak

iştahı yerinde olmak

Anlamı:

1. yemesi, içmesi ve yaşaması düzenli olmak

iştahla

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Büyük bir istekle

Örnek:

1. Çok geçmeden aynı tasa konan çorba ve pilavı iştahla yemeye başladılar.

1. Çok geçmeden aynı tasa konan çorba ve pilavı iştahla yemeye başladılar.

Telaffuz : işta'hla

iştahlandırma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İştahlandırmak işi

iştahlandırmak fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , İştahını uyandırmak, iştahlanmasını sağlamak

iştahlanma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İştahlanmak işi

iştahlanmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İştahı uyanmak veya artmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İsteği, arzusu artmak

iştahlı

İlgili Kelimeler:

maymun iştahlı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İştahı olan, boğazlı

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İstekli, arzulu

3. zarf , zarf , zarf , zarf , İstekli bir biçimde

Örnek:

1. Arap atı olan iştahlı biner / Aşireti olan yaylağa konar

1. Arap atı olan iştahlı biner / Aşireti olan yaylağa konar

iştahlıca

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , İştahlı bir biçimde

Telaffuz : iştahlı'ca

iştahlılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İştahlı olma durumu

iştahsız

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yemek yeme isteği olmayan, boğazsız

Örnek:

1. Hizmet erim sefer tasıyla akşam yemeğini getirdi. İştahsızım. Yemeğin tadı tuzu yok.

1. Hizmet erim sefer tasıyla akşam yemeğini getirdi. İştahsızım. Yemeğin tadı tuzu yok.

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , İsteksiz

iştahsızca

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , İştahsız bir biçimde

Telaffuz : iştahsı'zca

iştahsızlık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İştahsız olma durumu

Örnek:

1. Niteliğini kestiremediği müzmin iştahsızlıktan, sürekli kırıklıklardan yorgun düşmüş.

1. Niteliğini kestiremediği müzmin iştahsızlıktan, sürekli kırıklıklardan yorgun düşmüş.

ıstakoz

İlgili Kelimeler:

ıstakoz ağı, tatlısu ıstakozu

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Istakozlardan, suda yaşayan, birinci ayak çifti güçlü iki kıskaç durumunda gelişmiş bulunan, beyaz eti için avlanan iri bir böcek (Homarus vulgaris)

Lisan : Rumca

ıstakoz ağı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kabuklu deniz hayvanlarını avlamakta kullanılan küçük ağ

ıstakoz gibi

Anlamı:

1. çok kırmızı

ıstakozlar

Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , On ayaklılar takımına giren, örnek hayvanı ıstakoz olan bir familya

ıstakozluk

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Istakozları saklamak için deniz kıyısında yapılan özel bölüm veya havuz

ıstampa

İlgili Kelimeler:

ıstampa resim

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ağaç, metal vb. üzerine oyulduktan sonra bir yere basılan biçim

2. Bu tür biçim veya resimleri basmaya yarayan kalıp, damga, mühür

3. İçinde, mühür, damga vb.ni mürekkeplemeye yarayan çuha bulunan kutu

Örnek:

1. Sol elinin başparmağını ıstampada mürekkepleyip pulun üstüne bastırdılar.

1. Sol elinin başparmağını ıstampada mürekkepleyip pulun üstüne bastırdılar.

Lisan : İtalyanca stampa

Telaffuz : ısta'mpa

ıstampa resim

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ağaç, bakır vb. yüzeylere oyulan ve tuvale basılan resim sanatı

ıstampacı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Istampa yapan veya satan kimse

ıstampacılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Istampacının yaptığı iş