92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Birinin sırlarını, davranışlarını, düşüncelerini gözleyip başkalarına bildirerek çıkar sağlama, ispiyonlama, gammazlama
Lisan : Fransızca espion
1. isim , isim , isim , isim , Birinin sırlarını, davranışlarını, düşüncelerini gözleyip başkalarına bildirerek çıkar sağlayan kimse, gammaz
1. -i , -i , -i , -i , Birinin sırlarını, davranışlarını, düşüncelerini gözleyerek yetkili kişilere bildirmek, gammazlamak
1. Sonra kız durup dururken pislik edip bizimkilere ispiyonlamıştı beni.
1. Sonra kız durup dururken pislik edip bizimkilere ispiyonlamıştı beni.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İspiyon işi yapılmak, gammazlanmak
işporta malı
1. isim , isim , isim , isim , Gezici satıcıların mallarını koymaya yarayan yayvan sepet veya bu işi gören, ona benzer araç, sergi
1. Duvar diplerindeki işportalarda kiraz, tıraş bıçağı satar gibi kitap satıyorlar.
1. Duvar diplerindeki işportalarda kiraz, tıraş bıçağı satar gibi kitap satıyorlar.
2. Açıkta yapılan satış
Lisan : İtalyanca sporta
Telaffuz : işpo'rta
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Değersiz, niteliksiz (mal)
1. O, işporta malı cam boncuklar içinde lekesiz bir elmastı.
1. O, işporta malı cam boncuklar içinde lekesiz bir elmastı.
1. isim , isim , isim , isim , İşporta ile mal satan satıcı
1. Köyden yeni gelmiş işportacılara benziyor.
1. Köyden yeni gelmiş işportacılara benziyor.
1. isim , isim , isim , isim , Ruhun ölmediğine inanan, gereğinde ölülerin ruhlarıyla ilişki kurulabileceğini ileri süren inanış
1. Talip Bey, ilim diye birtakım ispritizma masalları anlatıyor.
1. Talip Bey, ilim diye birtakım ispritizma masalları anlatıyor.
Lisan : Fransızca spiritisme
Telaffuz : ispriti'zma
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İspritizma ile uğraşan (kimse)
2. İspritizmacı yanlısı
1. isim , isim , isim , isim , Ruhun ölmediğine inanan, gereğinde ölülerin ruhlarıyla ilişki kurulabileceğini ileri süren inanış
1. isim , isim , isim , isim , Gereksiz yere para, zaman, emek vb.ni harcama, savurganlık
1. İsraf ve sefahat içinde yaşamaya başlamıştı.
1. İsraf ve sefahat içinde yaşamaya başlamıştı.
Lisan : Arapça isrāf
Telaffuz : isra:fı
1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , İslam inanışına göre kıyamet gününü, boru öttürerek bildirmekle görevli melek
Özel: Evet
Lisan : Arapça isrāfīl
Telaffuz : isra:fil
1. isim , isim , isim , isim , Direnme, ayak direme, üsteleme, üstünde durma
1. Ben hiçbir yerde yemeğe bu kadar ısrar görmedim.
1. Ben hiçbir yerde yemeğe bu kadar ısrar görmedim.
Lisan : Arapça iṣrār
Telaffuz : ısra:rı
1. bir konuda, bir düşüncede sürekli direnmek, ayak diremek
1. Siz benim usule bakın diye ısrar ediyordu.
1. Siz benim usule bakın diye ısrar ediyordu.
2. çok istemek