Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ispit
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Jant


Lisan : Rumca

ispiyon
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Birinin sırlarını, davranışlarını, düşüncelerini gözleyip başkalarına bildirerek çıkar sağlama, ispiyonlama, gammazlama


Lisan : Fransızca espion

ispiyoncu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Birinin sırlarını, davranışlarını, düşüncelerini gözleyip başkalarına bildirerek çıkar sağlayan kimse, gammaz


ispiyonculuk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İspiyoncu olma durumu, gammazlık


ispiyonlama
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İspiyonlamak işi, ispiyon, gammazlama


ispiyonlamak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Birinin sırlarını, davranışlarını, düşüncelerini gözleyerek yetkili kişilere bildirmek, gammazlamak

Örnek:

1. Sonra kız durup dururken pislik edip bizimkilere ispiyonlamıştı beni.

1. Sonra kız durup dururken pislik edip bizimkilere ispiyonlamıştı beni.


ispiyonlanma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İspiyonlanmak durumu, gammazlanma


ispiyonlanmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İspiyon işi yapılmak, gammazlanmak


ispiyonlatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İspiyonlatmak işi


ispiyonlatmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , İspiyonlamasını sağlamak


işporta

İlgili Kelimeler:

işporta malı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gezici satıcıların mallarını koymaya yarayan yayvan sepet veya bu işi gören, ona benzer araç, sergi

Örnek:

1. Duvar diplerindeki işportalarda kiraz, tıraş bıçağı satar gibi kitap satıyorlar.

1. Duvar diplerindeki işportalarda kiraz, tıraş bıçağı satar gibi kitap satıyorlar.

2. Açıkta yapılan satış


Lisan : İtalyanca sporta

Telaffuz : işpo'rta

işporta malı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Değersiz, niteliksiz (mal)

Örnek:

1. O, işporta malı cam boncuklar içinde lekesiz bir elmastı.

1. O, işporta malı cam boncuklar içinde lekesiz bir elmastı.


işportacı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İşporta ile mal satan satıcı

Örnek:

1. Köyden yeni gelmiş işportacılara benziyor.

1. Köyden yeni gelmiş işportacılara benziyor.


işportacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İşportacının yaptığı iş


işportaya düşmek
Anlamı:

1. değerini yitirmek, herkes tarafından kullanılmak


ispritizma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ruhun ölmediğine inanan, gereğinde ölülerin ruhlarıyla ilişki kurulabileceğini ileri süren inanış

Örnek:

1. Talip Bey, ilim diye birtakım ispritizma masalları anlatıyor.

1. Talip Bey, ilim diye birtakım ispritizma masalları anlatıyor.


Lisan : Fransızca spiritisme

Telaffuz : ispriti'zma

ispritizmacı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İspritizma ile uğraşan (kimse)

2. İspritizmacı yanlısı


ispritizmacılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ruhun ölmediğine inanan, gereğinde ölülerin ruhlarıyla ilişki kurulabileceğini ileri süren inanış


israf
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gereksiz yere para, zaman, emek vb.ni harcama, savurganlık

Örnek:

1. İsraf ve sefahat içinde yaşamaya başlamıştı.

1. İsraf ve sefahat içinde yaşamaya başlamıştı.


Lisan : Arapça isrāf

Telaffuz : isra:fı

israf etmek
Anlamı:

1. gereksiz yere harcamak, savurganlık etmek, tutumsuzluk etmek


israfa kaçmak
Anlamı:

1. gereksiz yere aşırı harcamalarda bulunmak


İsrafil
Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , İslam inanışına göre kıyamet gününü, boru öttürerek bildirmekle görevli melek


Özel: Evet

Lisan : Arapça isrāfīl

Telaffuz : isra:fil

İsrailli
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İsrail halkından olan kimse


Özel: Evet

ısrar
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Direnme, ayak direme, üsteleme, üstünde durma

Örnek:

1. Ben hiçbir yerde yemeğe bu kadar ısrar görmedim.

1. Ben hiçbir yerde yemeğe bu kadar ısrar görmedim.


Lisan : Arapça iṣrār

Telaffuz : ısra:rı

ısrar etmek
Anlamı:

1. bir konuda, bir düşüncede sürekli direnmek, ayak diremek

Örnek:

1. Siz benim usule bakın diye ısrar ediyordu.

1. Siz benim usule bakın diye ısrar ediyordu.

2. çok istemek