Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ilahi

İlgili Kelimeler:

takdiriilahi

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , din bilgisi , din bilgisi , sıfat , sıfat , din bilgisi , din bilgisi , Tanrı ile ilgili olan, Tanrı'ya özgü olan, tanrısal, lahuti

Örnek:

1. Bakınız ki yalnız Allah'tan olan ve ilahi olan ümidiniz ölmesin!

1. Bakınız ki yalnız Allah'tan olan ve ilahi olan ümidiniz ölmesin!

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok güzel, mükemmel

Örnek:

1. Minarecilikte biz gerçekten ilahi bir hüner göstermişizdir.

1. Minarecilikte biz gerçekten ilahi bir hüner göstermişizdir.


Lisan : Arapça ilāhī

Telaffuz : ila:hi:, l ince okunur

ilahi
Anlamı:

1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , `Bu ne hâl, ne tuhaf` gibi şaşma, sitem bildiren bir söz

Örnek:

1. İlahi Eda abla! Güzele bakmanın sevap olduğunu bilmez misin sen?

1. İlahi Eda abla! Güzele bakmanın sevap olduğunu bilmez misin sen?


Lisan : Arapça ilāhī

Telaffuz : i'la:hi, l ince okunur

ilahi
Anlamı:

1. isim , isim , müzik , müzik , edebiyat , edebiyat , isim , isim , müzik , müzik , edebiyat , edebiyat , Tanrı'yı övmek, ona dua etmek için yazılıp makamla okunan nazım

Örnek:

1. Bütün gün genç kızlar ilahiler söylemişlerdi.

1. Bütün gün genç kızlar ilahiler söylemişlerdi.


Lisan : Arapça ilāhī

Telaffuz : ila:hi, l ince okunur

İlahî
Anlamı:

1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Ey Allah'ım

Örnek:

1. Ruhumun senden İlahi, şudur ancak emeli / Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli

1. Ruhumun senden İlahi, şudur ancak emeli / Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli


Lisan : Arapça ilāhī

Telaffuz : ila:hi:, l ince okunur

ilahiyat
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Tanrı bilimi


Lisan : Arapça ilāhiyyāt

Telaffuz : ila:hiya:tı, l ince okunur

ilahiyatçı
Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Tanrı bilimci


ilahiyatçılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Tanrı bilimcilik


ilahlaşma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İlahlaşmak işi


ilahlaşmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Yücelmek, çok beğenilmek, hayranlık uyandıran bir duruma gelmek

Örnek:

1. Sanki biraz güneş içmiş gibi sendeleriz ve biraz ilahlaştığımızı duyarız.

1. Sanki biraz güneş içmiş gibi sendeleriz ve biraz ilahlaştığımızı duyarız.


ilahlaştırma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İlahlaştırmak durumu veya biçimi


ilahlaştırmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , İlah durumuna veya biçimine getirmek


ilam

İlgili Kelimeler:

boşanma ilamı, veraset ilamı

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Bildirme, anlatma

2. hukuk , hukuk , hukuk , hukuk , Bir davanın mahkemece nasıl bir hükme bağlandığını gösteren resmî belge


Lisan : Arapça iʿlām

Telaffuz : i:la:mı, l ince okunur

ilam etmek
Anlamı:

1. bildirmek


ilan

İlgili Kelimeler:

ilanıaşk, ilan panosu, ilan tahtası, duvar ilanı, el ilanı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Duyuru

Örnek:

1. Afişte, ilanda yazılı vakit gelmemiş de olsa perde açılacak demekti.

1. Afişte, ilanda yazılı vakit gelmemiş de olsa perde açılacak demekti.

2. Açıkça bildirme, açıkça duyurma

Örnek:

1. Cumhuriyetin ilanı.

1. Cumhuriyetin ilanı.


Lisan : Arapça iʿlān

Telaffuz : i:la:nı, l ince okunur

ilan etmek
Anlamı:

1. bir durumu yayım yoluyla duyurmak

2. bir durumu yaymak

Örnek:

1. Mahkemede senetle kendi kızı olduğunu dünyaya ilan etti.

1. Mahkemede senetle kendi kızı olduğunu dünyaya ilan etti.

3. açıkça bildirmek

Örnek:

1. Toprakları dağıtma hususundaki arzusunu ilan etti.

1. Toprakları dağıtma hususundaki arzusunu ilan etti.


ilan panosu
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Duyurumluk


ilan tahtası
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Duyurumluk


ilan vermek
Anlamı:

1. çeşitli basın yayın organlarıyla bir durumu duyurmak, açıklamak

Örnek:

1. Dün bütün akşam gazetelerine ilan verdim.

1. Dün bütün akşam gazetelerine ilan verdim.


ilancı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ticari bir amaçla geniş topluluklara tanıtılmak istenen bir şeyi basın ve yayım yoluyla duyuran


ilancılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İlancının yaptığı iş


ilanen
Anlamı:

1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , Duyuru yoluyla


Lisan : Arapça iʿlānen

Telaffuz : i:la:nen, l ince okunur

ilanıaşk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Karşı cinse aşkını bildirme işi


Lisan : Arapça iʿlān + ʿaşḳ

Telaffuz : i:la:nıaşk, l ince okunur

ilanıaşk etmek
Anlamı:

1. bir erkek bir kadına veya bir kadın bir erkeğe kendisini sevdiğini söylemek


ilanihaye
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Sonsuza kadar

Örnek:

1. Bu çıplak karakol odasında ilanihaye unutulup kalmak istiyorlardı.

1. Bu çıplak karakol odasında ilanihaye unutulup kalmak istiyorlardı.

2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sonsuz

Örnek:

1. Kısıtlı imkânlarla yaratılan sınırsızlık, yokluktan çıkan varsıllık, türlerin tükendiği yerde boy veren ilanihaye çeşitlilikti.

1. Kısıtlı imkânlarla yaratılan sınırsızlık, yokluktan çıkan varsıllık, türlerin tükendiği yerde boy veren ilanihaye çeşitlilikti.


Lisan : Arapça ilānihāye

Telaffuz : ila:niha:ye, l ince okunur

ilarya
Anlamı:

1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Gümüş balığının küçüğü


Lisan : Rumca

Telaffuz : ila'rya, l ince okunur