92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , Birbirleriyle ilişkileri kişisel olmayan, resmî ilişkilere dayanan etkileşmelerle ilişki içine giren, ikiden fazla insanın oluşturduğu topluluk
ikindi ezanı, ikindi namazı, ikindiüstü, ikindiüzeri, ikindi vakti, ikindi zamanı, kırkikindi
1. isim , isim , isim , isim , Öğle ile akşam arasındaki zaman dilimi
1. Akdeniz'in, ikindi güneşiyle kamaşmış büyük mavi meydanına başımı çevirerek gözlerimi çocuklara göstermeden ağladım.
1. Akdeniz'in, ikindi güneşiyle kamaşmış büyük mavi meydanına başımı çevirerek gözlerimi çocuklara göstermeden ağladım.
2. din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , İkindi ezanı
3. din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , İkindi namazı
1. İkindiyi kıldım.
1. İkindiyi kıldım.
1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , İkindi namazının vaktinin geldiğini bildirmek için okunan ezan
1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , İkindi vakti kılınan namaz
1. zarf , zarf , zarf , zarf , İkindi için belirlenen süre, ikindi zamanı
1. İkindi vakti iki anne, çocuklarını sevinçle karşıladılar.
1. İkindi vakti iki anne, çocuklarını sevinçle karşıladılar.
1. zarf , zarf , zarf , zarf , İkindiye doğru, ikindiüzeri
Telaffuz : ikindi'üstü
1. zarf , zarf , zarf , zarf , İkindiüstü
1. Kız kardeşim ikindiüzeri bana sıcak, limonlu bir çorba içirdi.
1. Kız kardeşim ikindiüzeri bana sıcak, limonlu bir çorba içirdi.
Telaffuz : ikindi'üzeri
1. zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , İkindi vaktinde
Telaffuz : ikindi'yin
1. teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , bir iş yapabilmek için kendini çok zorlamak
1. Ikınıp sıkındı, bir cevap bulup veremedi.
1. Ikınıp sıkındı, bir cevap bulup veremedi.
ıkına sıkına, ıkına tıkına
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Herhangi bir nedenle soluğunu içinde tutarak kendini zorlamak
1. Bunlar yekdiğerlerine tutunarak birer gölge gibi duvara siftine, inleye, ıkına orada duran arabalara tırmanmaya başladılar.
1. Bunlar yekdiğerlerine tutunarak birer gölge gibi duvara siftine, inleye, ıkına orada duran arabalara tırmanmaya başladılar.
2. Peklikte veya doğum sırasında kasları zorlayarak soluğunu tutmak
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , İşkil, şüphe, kuruntu
2. Kararsızlık, tereddüt
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İşkillenmek, kuşkulanmak
2. Kararsız olmak
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İşkilli
2. Kararsız, mütereddit
3. zarf , zarf , zarf , zarf , Kararsız, mütereddit bir biçimde
1. Canı sıkılan, görevi gereği de bir türlü tam uykuya geçemeyen sürücü yardımcısı, ikircikli bakıyor.
1. Canı sıkılan, görevi gereği de bir türlü tam uykuya geçemeyen sürücü yardımcısı, ikircikli bakıyor.
1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , İki anlama da gelen ve iki türlü yorumlanabilecek nitelikte olan, iki anlamlı
1. Mısır, ikircil bir kelimedir.
1. Mısır, ikircil bir kelimedir.