ikiçifte

Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Kürek yarışlarında sancak ve iskelesinde ikişer küreği olan tekne

---

Telaffuz : iki'çifte

ikicilik

Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Birbirinden ayrı, birbirinden bağımsız, birbirine geri götürülemeyen, birbirinin yanında veya karşısında bulunan iki ilkenin varlığını kabul eden görüş, düalizm

---

ikide bir

Anlamı:

1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Sıklıkla, sürekli, ikide birde

Örnek:

1. İçeridekiler şaraplarını içip çubuklarını tüttürürken ikide bir iri kıyım bir adama takılıp duruyorlardı.

1. İçeridekiler şaraplarını içip çubuklarını tüttürürken ikide bir iri kıyım bir adama takılıp duruyorlardı.

---

ikide birde

Anlamı:

1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , İkide bir

Örnek:

1. İkide birde barutla infilak akisleri geliyordu.

1. İkide birde barutla infilak akisleri geliyordu.

---

ıkıl ıkıl

Anlamı:

1. zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , zarf , zarf , halk ağzında , halk ağzında , Boğulur gibi, sıkıntı ile soluyarak

Örnek:

1. Ikıl ıkıl nefes alıyordu.

1. Ikıl ıkıl nefes alıyordu.

2. Güçlükle, zorla

Örnek:

1. Çok hastayım ama ıkıl ıkıl gelebildim.

1. Çok hastayım ama ıkıl ıkıl gelebildim.

---

ikile!

Anlamı:

1. `defol git, kaybol` anlamlarında kullanılan bir söz

---

ikilem

Anlamı:

1. isim , isim , mantık , mantık , isim , isim , mantık , mantık , İki önermesi bulunan ve her iki önermenin vargısı olan tasım, kıyasımukassem, dilemma

2. İnsanı istenmeyen seçeneklerden birini, çoğunlukla iki seçenekten birini izlemeye zorlayan tartışma, sorun veya usa vurma durumu

---

ikilemde kalmak

Anlamı:

1. iki şey arasında karar verememek

---

ikileme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İkilemek işi

2. dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , dil bilgisi , Anlamı güçlendirmek için aynı kelimenin tekrarlanması, anlamları birbirine yakın, karşıt olan veya sesleri birbirini andıran kelimelerin yan yana kullanılması: Yavaş yavaş, irili ufaklı, aşağı yukarı gibi

---

ikileme düşmek

Anlamı:

1. karar verememek

---

ikilemek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir şeyin sayısını ikiye çıkarmak

2. Tekrarlamak, yinelemek

3. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , Tarlayı iki kez sürmek

---

ikilemli

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İkilemi olan

Örnek:

1. Onun ikilemli davranışlar göstermesini istiyordum.

1. Onun ikilemli davranışlar göstermesini istiyordum.

---

ikilemsiz

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İkilemi olmayan

---

ikilenme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İkilenmek işi

---

ikilenmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İkileme işi yapılmak

---

ikileşik

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İkişer ikişer ayrılıp bölünen, dikotomik

---

ikileşim

Anlamı:

1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , İki eşit parçaya ayrılmak üzere büyüme noktasından ikiye bölünerek dallanma, dikotomi

---

ikileşme

İlgili Kelimeler:

benlik ikileşmesi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İkileşmek işi

---

ikileşmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Sayısı ikiye çıkmak

Örnek:

1. Başı ikiye ayırırlardı, bu sefer de baş ikileşirdi.

1. Başı ikiye ayırırlardı, bu sefer de baş ikileşirdi.

---

ikiletme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İkiletmek işi

---

ikiletmek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , İkilemesine yol açmak

---

ikili

İlgili Kelimeler:

ikili averaj, ikili bahis, ikili çatı, ikili kök, ikili sigorta, ikili ünlü, ikili yatak, sıralı ikili

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İki parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden iki tane bulunan

Örnek:

1. İkili koltuğun kenarındaki ufacık, simsiyah delik, bebeği görmeye gelen bir akrabanın sigarasının külünden hatıraydı.

1. İkili koltuğun kenarındaki ufacık, simsiyah delik, bebeği görmeye gelen bir akrabanın sigarasının külünden hatıraydı.

2. İskambil, domino vb. oyunlarda iki işareti bulunan (kâğıt veya pul)

3. İki taraf arasında yapılmış

Örnek:

1. İkili anlaşma.

1. İkili anlaşma.

4. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , İki çalgı veya iki ses için düzenlenmiş müzik parçası, düet

5. isim , isim , isim , isim , İki kişiden oluşmuş topluluk

6. isim , isim , isim , isim , İkili bahis

Örnek:

1. İkili, bir liraya iki yüz yirmi lira verdi.

1. İkili, bir liraya iki yüz yirmi lira verdi.

---

ikili averaj

Anlamı:

1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , İki takımın birbiri ile yaptıkları karşılaşmalar sonunda birbirlerine attıkları gol sayısına göre sağlanan üstünlük

---

ikili bahis

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , En az beş atın katıldığı ve üzerine bahis konulan bir koşuda birinci ve ikinci olan atları sırasıyla, altıdan fazla atın katıldığı koşuda ise sırasız olarak tahmin etme biçiminde oynanan oyun

---

ikili çatı

Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , İki görevde de kullanılabilen çatı: alınmak, toplanmak, sanılmak sözlerinin hem dönüşlü hem de edilgen çatı olarak kullanılması gibi

---