92406 kayıt bulundu.
1. doğru söylendiği kanıtlanmak istendiğinde `öleyim ki doğru söylüyorum` anlamında kullanılan bir söz
1. `birbirinin doğruluğuna güvenerek birlikte iş yapmakta olan iki kişiden biri, hile yapmadığına arkadaşını inandırmak için yemin ediyorsa artık güven bozulmuş demektir, ayrılmaları gerekir` anlamında kullanılan bir söz
1. sıfat , sıfat , biyoloji , biyoloji , sıfat , sıfat , biyoloji , biyoloji , Erkek ve dişi eşey organları bir arada bulunan, iki cinslikli
1. sıfat , sıfat , bitki bilimi , bitki bilimi , sıfat , sıfat , bitki bilimi , bitki bilimi , Erkek ve dişi çiçekleri ayrı ayrı bitkilerde bulunan (bitki)
1. sıfat , sıfat , fizik , fizik , sıfat , sıfat , fizik , fizik , Aralarında devrenin dörtte biri kadar faz farkı olan (aynı frekans ve genlikte iki alternatif akım veya gerilim)
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Karşılıklı iki sıra olarak
1. Derhâl erkek hizmetçiler rıhtıma seğirtir, iki geçeli dizilir, divan durur.
1. Derhâl erkek hizmetçiler rıhtıma seğirtir, iki geçeli dizilir, divan durur.
1. `birbirini sevenler için zenginlik önemli değildir` anlamında kullanılan bir söz
1. Tutardık bir göz oda, yerleşirdik, bitti, gitti. İki gönül bir olduktan sonra, samanlık seyran olurdu.
1. Tutardık bir göz oda, yerleşirdik, bitti, gitti. İki gönül bir olduktan sonra, samanlık seyran olurdu.
1. sürekli ağlar durumda
1. Biçare kadın iki gözü iki çeşme anlatmış bunları.
1. Biçare kadın iki gözü iki çeşme anlatmış bunları.
2. sürekli ağlayan
1. sürekli veya çok ağlamak
1. Sen gittin de aylarca yas tuttu, iki gözü iki çeşme ağladı.
1. Sen gittin de aylarca yas tuttu, iki gözü iki çeşme ağladı.
1. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Okşayıcı bir seslenme sözü
1. İşsizlikten şikâyet edenlere hak veririm iki gözüm, hak veririm doğrusu.
1. İşsizlikten şikâyet edenlere hak veririm iki gözüm, hak veririm doğrusu.
1. aşırı yoksulluğu anlatan bir söz
1. Getirdiğimiz iki hırtı bir pırtıyla bu ev döşenmez.
1. Getirdiğimiz iki hırtı bir pırtıyla bu ev döşenmez.
1. isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , isim , isim , hayvan bilimi , hayvan bilimi , Çift kanatlılar
1. `iki kardeş arasındaki anlaşmazlık geçicidir, bu durumu gerçek ve sürekli sanmak saflıktır` anlamında kullanılan bir söz
1. iki büklüm olmak
1. Ali, birdenbire zayıflamak, birdenbire belinde müthiş bir ağrı ile iki kat oluvermek istiyordu.
1. Ali, birdenbire zayıflamak, birdenbire belinde müthiş bir ağrı ile iki kat oluvermek istiyordu.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Üst üste iki katı olan, içinden veya dışından merdiveni olan, dubleks (ev)
1. Evimiz iki katlıydı.
1. Evimiz iki katlıydı.
1. `gerçekliğinden şüphe edilmeyecek kadar açık` anlamında kullanılan bir söz
1. iki çift laf etmek
1. Genç olduk, ihtiyar olduk, şu adama sor bakalım, bir gün, bir saatçik olsun oturup benimle iki lakırtı etmiş midir?
1. Genç olduk, ihtiyar olduk, şu adama sor bakalım, bir gün, bir saatçik olsun oturup benimle iki lakırtı etmiş midir?
1. meramını kısaca, düzgün ve açık bir biçimde anlatmak
1. Kız bir türlü iki lakırtıyı bir araya getirip kendini müdafaa edemediği için lalanın başı derde girmemiş oluyordu.
1. Kız bir türlü iki lakırtıyı bir araya getirip kendini müdafaa edemediği için lalanın başı derde girmemiş oluyordu.