92406 kayıt bulundu.
1. bir şey, her iki tarafın aynı şeyi istemesiyle, iyi niyetiyle gerçekleştirilebilmek
1. İyi geçim iki baştan olur.
1. İyi geçim iki baştan olur.
1. isim , isim , isim , isim , Zarla oynanan oyunlarda zarlardan birinin bir, öbürünün iki benekli olan yüzünün üste gelmesi
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Beli bükük, öne doğru eğik (kimse)
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Beli bükük, öne doğru eğik bir biçimde
1. Bütün yaz tarlanızda ter döktüm, çoluk çocuğumla iki büklüm çalıştım.
1. Bütün yaz tarlanızda ter döktüm, çoluk çocuğumla iki büklüm çalıştım.
1. yorgunluk, hastalık, yaşlılık vb. nedenlerle beli bükülmek, öne doğru eğilmek
1. İnsanlar iki büklüm olup düştükleri konduların içinde dozer kasnaklarının sesiyle irkildiler.
1. İnsanlar iki büklüm olup düştükleri konduların içinde dozer kasnaklarının sesiyle irkildiler.
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , riyakârlık, dalkavukluk, gerçek olmayan saygı vb. nedenlerle iki kat olup öne eğilmek
1. Karşımızda yerle beraber temenna ediyor, akşam şerifleriniz hayır olsun diye iki büklüm oluyor.
1. Karşımızda yerle beraber temenna ediyor, akşam şerifleriniz hayır olsun diye iki büklüm oluyor.
1. `kurnazlıkta eşit olan iki kimse birbirlerini aldatamaz` anlamında kullanılan bir söz
1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , halk ağzında , halk ağzında , Gebe
1. Bugüne kadar dişimi sıkıp sustum. Yine de bir şey söylemeyecektim ama iki canlı olduğumu anladım.
1. Bugüne kadar dişimi sıkıp sustum. Yine de bir şey söylemeyecektim ama iki canlı olduğumu anladım.
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Tohumlarında iki çenek bulunan kapalı tohumlu bitkiler sınıfı
1. sıfat , sıfat , bitki bilimi , bitki bilimi , sıfat , sıfat , bitki bilimi , bitki bilimi , Çatladığında kabuğu iki çenete ayrılan (meyve)
2. hayvan bilimi , hayvan bilimi , hayvan bilimi , hayvan bilimi , İki parçalı kavkısı birbirine kaslarla bağlı yassı solungaçlılardan midye, istiridye vb. (hayvan)
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , İki çenetli kabuklular sınıfı
1. birkaç söz söylemek
1. O keyfini etsin, karşılaştığı bir ahbapla iki çift lakırtı etsin de siz ne olursanız olun.
1. O keyfini etsin, karşılaştığı bir ahbapla iki çift lakırtı etsin de siz ne olursanız olun.
2. bir araya gelerek sohbet etmek
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , İslam inancına göre bu dünya ve ebedî olan öteki dünya
1. sıfat , sıfat , biyoloji , biyoloji , sıfat , sıfat , biyoloji , biyoloji , İki eşeyli
1. `iki yoksul kimsenin birbiriyle evlenmesi uygundur` anlamında kullanılan bir söz
1. `birbirleriyle anlaşamayan, kavga eden iki kişinin arasını bulacak bir akıllının olması gerekir` anlamında kullanılan bir söz
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İki ayrı dilde olan
1. İki dilli sözlükler.
1. İki dilli sözlükler.
2. İki ayrı dile sahip olan
3. İki ayrı dili okuyup yazma gücünde ve becerisinde olan
1. çok güzel ve özenli giyinmiş
1. İki dirhem bir çekirdek kadınların başlarında şemsiye, ellerinde de yelpaze.
1. İki dirhem bir çekirdek kadınların başlarında şemsiye, ellerinde de yelpaze.
1. sıfat , sıfat , matematik , matematik , sıfat , sıfat , matematik , matematik , İki düzlemin kesişmesinden oluşan (açı)
1. `ancak kendi geçimini sağlayabilenler, başkalarına yardım edecek bir durumda değildir` anlamında kullanılan bir söz
1. kıyamette ondan davacı olmak
1. Babanın kanını yerde korsan öteki dünyada iki elim yakanda diye kışkırtmıştı.
1. Babanın kanını yerde korsan öteki dünyada iki elim yakanda diye kışkırtmıştı.
1. `elindeki iş ne kadar önemli olursa olsun` anlamında kullanılan bir söz
1. Eğer gece vakti hekim lazım olursa sen benim pencerenin altına gel, bir nara bas, iki elim kızıl kanda olsa yetişirim.
1. Eğer gece vakti hekim lazım olursa sen benim pencerenin altına gel, bir nara bas, iki elim kızıl kanda olsa yetişirim.