Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ihmalkâr
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İşlerine önem vermeyip onları gelişigüzel yapıveren veya daha sonraya bırakan, savsak, ihmalci


Lisan : Arapça ihmāl + Farsça -kār

ihmalkârlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İhmalkâr olma durumu, ihmalcilik


ihraç
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Çıkarma, dışarıya atma

2. ticaret , ticaret , ticaret , ticaret , Yurt dışına mal satma


Lisan : Arapça iḫrāc

Telaffuz : ihra:cı

ihraç etmek
Anlamı:

1. yurt dışına mal veya hizmet satmak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , çıkarmak, dışarı atmak

Örnek:

1. Dimağlar da aynıyla hazım cihazı gibi kendisine verilen yemeğin ihtiyaca müsait olan kısmını alır, diğerini tart ve ihraç eder.

1. Dimağlar da aynıyla hazım cihazı gibi kendisine verilen yemeğin ihtiyaca müsait olan kısmını alır, diğerini tart ve ihraç eder.


ihracat

İlgili Kelimeler:

hayalî ihracat

Anlamı:

1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Bir ülkenin ürettiği malları başka bir ülkeye veya ülkelere satması, dış satım

Örnek:

1. Devletin ithalatı, ihracattan fazla olursa iflasa sürüklenir.

1. Devletin ithalatı, ihracattan fazla olursa iflasa sürüklenir.


Lisan : Arapça iḫrācāt

Telaffuz : ihra:ca:tı

ihracatçı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İhracat işleriyle uğraşan kimse, dış satımcı, ihraççı


ihracatçılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İhracatçının yaptığı iş, dış satımcılık


ihraççı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İhracatçı

2. Hisse senedi, tahvil vb. kıymetli kâğıtları dış piyasaya satmaya yetkili kuruluş


ihrakiye
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Liman ve havaalanlarındaki taşıtlara ücret karşılığı sağlanan akaryakıt


Lisan : Arapça iḥrāḳiyye

Telaffuz : ihra:kiye

ihram
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Hacıların örtündükleri dikişsiz bürgü

2. Yün yaygı

3. Hacca veya umreye giden Müslüman'ın dinî olarak yapılması yasak olmayan bazı şeyleri kendisine yasaklaması

4. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Yunanların, Romalıların, günümüzde de Berberilerin büründükleri geniş, beyaz, yünlü çarşaftan giysi


Lisan : Arapça iḥrām

Telaffuz : ihra:mı

ihrama girmek
Anlamı:

1. hac görevini yerine getirmek üzere ihram giymek


ihramdan çıkmak
Anlamı:

1. hac görevini tamamladıktan sonra giyilen ihramı çıkarmak


ihraz
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Kazanma, elde etme, erişme


Lisan : Arapça iḥrāz

Telaffuz : ihra:zı

ihraz etmek (veya eylemek)
Anlamı:

1. kazanmak, elde etmek, erişmek

Örnek:

1. Ölenler şehitlik mertebesini ihraz eyler.

1. Ölenler şehitlik mertebesini ihraz eyler.


ihsan

İlgili Kelimeler:

ihsanıhümayun

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İyilik etme, iyi davranma

2. Bağışlama, bağışta bulunma

3. Bağışlanan şey, kayra, lütuf, inayet, atıfet

Örnek:

1. Bu paşanın parmaklarını yakan ilk ihsan kesesi oldu.

1. Bu paşanın parmaklarını yakan ilk ihsan kesesi oldu.

4. Karşılık beklemeden yapılan yardım, iyilik


Lisan : Arapça iḥsān

Telaffuz : ihsa:nı

ihsan etmek (veya buyurmak)
Anlamı:

1. bağışta bulunmak, bağışlamak

Örnek:

1. Allah bir de kız çocuk ihsan etseydi, bu ismi verecektim.

1. Allah bir de kız çocuk ihsan etseydi, bu ismi verecektim.


İhsangazi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : ihsa'nga:zi:

ihsanıhümayun
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Padişah tarafından yeteneği veya başarısı dolayısıyla birine verilen görev, rütbe, ödül


Lisan : Arapça iḥsān + Farsça humāyūn

Telaffuz : ihsa:nıhüma:yun

İhsaniye
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Afyonkarahisar iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : ih'sa:niye

ihsas
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Üstü kapalı anlatma, sezdirme, ima

2. fizyoloji , fizyoloji , fizyoloji , fizyoloji , Duyum


Lisan : Arapça iḥsās

Telaffuz : ihsa:sı

ihsas etmek
Anlamı:

1. sezdirmek, ima etmek

Örnek:

1. Bunların hepsini bana beş on kelimeyle ihsas etti.

1. Bunların hepsini bana beş on kelimeyle ihsas etti.


ihtar

İlgili Kelimeler:

ihtarname

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Uyarma, dikkat çekme, uyarı

Örnek:

1. Karısının bu ikinci ihtarı ile biraz bozulan adam salıncaktan atladı.

1. Karısının bu ikinci ihtarı ile biraz bozulan adam salıncaktan atladı.

2. Bir şeyi birine hatırlatma


Lisan : Arapça iḫṭār

Telaffuz : ihta:rı

ihtar etmek
Anlamı:

1. hatırlatmak, uyarmak, dikkatini çekmek

Örnek:

1. Kocası bir hata ederse karısı ihtar etmez mi?

1. Kocası bir hata ederse karısı ihtar etmez mi?


ihtarda bulunmak
Anlamı:

1. ihtar etmek

Örnek:

1. Mahpushane müdürüne haber salarak 'Vazifene dikkat et!' diyerek ihtarda bulunan oydu.

1. Mahpushane müdürüne haber salarak 'Vazifene dikkat et!' diyerek ihtarda bulunan oydu.


ihtarname
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Resmî ihtar yazısı, protesto


Lisan : Arapça iḫṭār + Farsça nāme

Telaffuz : ihtarna:me