92406 kayıt bulundu.
1. -e , -e , -e , -e , İğneleme işi yapılmak veya iğneleme işine konu olmak
2. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , İğne batar gibi acı duyulmak
iğneli fıçı, iğneli söz
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İğnesi olan
2. İğne ile tutturulmuş, iğnelenmiş
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kırıcı, gücendirici, dokunaklı, onur kırıcı, kinayeli
1. Babamın iğneli bakışlarından kurtulmak için o uyurken sokaklara düşerdim.
1. Babamın iğneli bakışlarından kurtulmak için o uyurken sokaklara düşerdim.
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Çok sıkıntı ve üzüntü veren durum veya şey
1. isim , isim , mecaz , mecaz , isim , isim , mecaz , mecaz , Dokunaklı, kırıcı söz
1. isim , isim , isim , isim , Üzerine iğne saplanan küçük yastık, iğnedenlik, iğne yastığı
1. `başkasına zararı dokunacak bir davranışı yapmadan önce iyi düşün, kendi kendini eleştir` anlamında kullanılan bir söz
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İnsanda iğrenme duygusu uyandıran, tiksindiren, müstekreh
1. Âdemoğulları Haliç'i iğrenç bir çöp tenekesi yapmışlardır.
1. Âdemoğulları Haliç'i iğrenç bir çöp tenekesi yapmışlardır.
2. zarf , zarf , zarf , zarf , İnsanda iğrenme duygusunu uyandıracak biçimde
1. Hatta hepsinden daha da iğrenç görünen sülüğün bile, insanoğluna faydası dokunabiliyordu.
1. Hatta hepsinden daha da iğrenç görünen sülüğün bile, insanoğluna faydası dokunabiliyordu.
1. isim , isim , isim , isim , İğrenç olma durumu
1. Gerisini söylersem böyle insanlar oldukça, hayat sürmenin abesliğine, iğrençliğine hükmedeceğiniz gelir.
1. Gerisini söylersem böyle insanlar oldukça, hayat sürmenin abesliğine, iğrençliğine hükmedeceğiniz gelir.
1. -i , -i , -i , -i , İğrenmesine yol açmak
1. Bazen genç, güzel, bazen insanı ürkütecek, iğrendirecek kadar çirkin kadın...
1. Bazen genç, güzel, bazen insanı ürkütecek, iğrendirecek kadar çirkin kadın...
1. sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , sıfat , sıfat , halk ağzında , halk ağzında , Her şeyden iğrenme huyu olan
1. isim , isim , isim , isim , İğrenmek işi
1. Güzelliği görmekten, çirkinliğe bakıp da iğrenmeye vakit bulamaz.
1. Güzelliği görmekten, çirkinliğe bakıp da iğrenmeye vakit bulamaz.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Bir şeyi tiksindirici bulmak, istikrah etmek
1. Asıl iğrendiğim, ürktüğüm elleriydi.
1. Asıl iğrendiğim, ürktüğüm elleriydi.
2. -den , -den , -den , -den , Aşağılık, bayağı bulmak, hoşlanmamak, nefret etmek
1. Hani, o büyük cevizin dibinde gelip de arkama döndüğüm zaman seni görünce vallahi şaşırdım ve senden iğrendim.
1. Hani, o büyük cevizin dibinde gelip de arkama döndüğüm zaman seni görünce vallahi şaşırdım ve senden iğrendim.
ığrıp kayığı, çamur ığrıbı
1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Bir tür balık ağı, ırıp
2. Yalan, düzen
Lisan : Rumca