Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
icracı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir buyruğu yerine getiren kimse

Örnek:

1. Onları kendi icracıları gibi kullanmak istemişlerdi.

1. Onları kendi icracıları gibi kullanmak istemişlerdi.

2. İcranın verdiği kararları uygulayan görevli

3. müzik , müzik , müzik , müzik , Bir konserde bir eseri çalan veya söyleyen kimse


icracılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İcracının yaptığı iş


icraya vermek
Anlamı:

1. alacağın borçludan alınabilmesi için icraya başvurmak


içre
Anlamı:

1. zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , zarf , zarf , eskimiş , eskimiş , İçinde

Örnek:

1. Âlem içre muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi

1. Âlem içre muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi


içrek
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Belirli bir insan topluluğunun dışında kimseye bildirilmeyen, yalnızca sınırlı, dar bir çevreye aktarılan (her türlü bilgi, öğreti), bâtıni, ezoterik, dışrak karşıtı


içreklik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İçrek olma durumu


içsel
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçle ilgili, içe ilişkin, dâhilî

Örnek:

1. Sızlatıcı bir içsel acıyı da dile getirir şair.

1. Sızlatıcı bir içsel acıyı da dile getirir şair.


içselleştirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İçselleştirmek işi


içselleştirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Özümsemek


içsellik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İçsel olma durumu


içsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçi olmayan (taneli sebze veya kuru yemiş)

2. İç lastiği olmayan

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Muhtevası olmayan, kuru, anlamsız

Örnek:

1. İçsiz bir ortamı sanatçılar da yadırgıyor, bu kurulaşmadan, yüzeyleşmeden onlar da yakınıyor.

1. İçsiz bir ortamı sanatçılar da yadırgıyor, bu kurulaşmadan, yüzeyleşmeden onlar da yakınıyor.


içten

İlgili Kelimeler:

içten evlilik, içten içe, içten pazarlıklı

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Samimi

Örnek:

1. Bu dileğinde içten çünkü bana bir şey olursa kendi başının da yanacağını çok iyi biliyor.

1. Bu dileğinde içten çünkü bana bir şey olursa kendi başının da yanacağını çok iyi biliyor.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Yürekten, candan, samimi davranarak

Örnek:

1. Yumuşak ve içten sürdürdü konuşmasını.

1. Yumuşak ve içten sürdürdü konuşmasını.


içten evlilik
Anlamı:

1. isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , İç evlilik


içten içe
Anlamı:

1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Gizli gizli, belli etmeden

Örnek:

1. İçten içe sevindiğini biliyordum ama bunu belli etmekten kaçındı.

1. İçten içe sevindiğini biliyordum ama bunu belli etmekten kaçındı.


içten pazarlıklı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Öfkesini, kinini kimseye sezdirmeyen, iyi görünüp kötülük yapan


içten pazarlıklılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İçten pazarlıklı olma durumu


içtenlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İçten olma durumu, içten davranış, samimilik, samimiyet

Örnek:

1. Bütün içtenliğimizle aksaklıkları sıralamıştık.

1. Bütün içtenliğimizle aksaklıkları sıralamıştık.


içtenlikle
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Her türlü çıkar düşüncesinden uzak olarak, temiz yürekle, içten bir biçimde, açık açık, samimiyetle, halisane

Örnek:

1. Sarıldığı gibi iki yanağından içtenlikle öpmüştü müdürü.

1. Sarıldığı gibi iki yanağından içtenlikle öpmüştü müdürü.


Telaffuz : içtenli'kle

içtenlikli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçten, samimi


içtenliksiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçten olmayan, samimiyetsiz


içtenliksizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İçtenliksiz olma durumu, samimiyetsizlik


içtensiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçten olmayan, samimiyetsiz


içtensizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İçten olmama durumu, samimiyetsizlik

Örnek:

1. İçtensizlik, insanları kırımlara, cinayetlere, haksızlıklara sürüklemiş, onların gerçeğe olan saygılarını yitirtmiştir.

1. İçtensizlik, insanları kırımlara, cinayetlere, haksızlıklara sürüklemiş, onların gerçeğe olan saygılarını yitirtmiştir.


içtepi
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Tepi


Telaffuz : i'çtepi

içtihat
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Yasada veya örf ve âdet hukukunda uygulanacak kuralın açıkça ve tereddütsüz olarak bulunmadığı konularda, yargıcın veya hukukçunun düşüncelerinden doğan sonuç

2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Görüş, özel görüş, anlayış, kavrayış

Örnek:

1. Benim içtihadım öyledir.

1. Benim içtihadım öyledir.


Lisan : Arapça ictihād

Telaffuz : içtiha:dı