Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
içdenetir
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Güvenlik amacıyla bina girişlerinde bulunan, bedendeki veya çantaların içindeki silah, bıçak vb. tehlikeli eşyaların belirlenmesini sağlayan aygıt


Telaffuz : iç'denetir

ice-tea
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , 343 buzlu çay


Lisan : İngilizce ice-tea

içe bakış
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Deneğin bilincinde olanları izleyerek ruhsal süreçlerin özellik ve nitelikleri hakkında bilgi vermesi durumu


içe dönük
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , ruh bilimi , ruh bilimi , sıfat , sıfat , ruh bilimi , ruh bilimi , Çevresiyle iletişim kurmada güçlük çeken, içine kapalı, sosyal ilişkileri zayıf olan (kimse)

Örnek:

1. Yalnızca gencelme dönemlerinde rastlanılan imkânsız aşk duyarlığıyla suskun, içe dönüktür.

1. Yalnızca gencelme dönemlerinde rastlanılan imkânsız aşk duyarlığıyla suskun, içe dönüktür.


içe dönüklük
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , İçe dönük olma durumu


içe kapalı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dış dünyaya karşı ilgi ve ilişkisi güçsüz, içine kapanık (ülke, topluluk vb.)


içe kapalılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İçe kapalı olma durumu


içe kapanık
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , ruh bilimi , ruh bilimi , sıfat , sıfat , ruh bilimi , ruh bilimi , Dış dünyaya karşı ilgi ve ilişkisi güçsüz, içine kapanık (kimse), içine kapanık


içe kapanıklık
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , İçe kapanık olma durumu, içine kapanıklık


içe yöneliklik
Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Gerçeklerden kaçarak hayalî olaylara bağlılığı geliştirme ve düşünceleri, genellikle dileklerin yönetmesine bırakma durumu, otizm


içebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İçebilmek işi


içebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , İçme ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. Muzafferiyeti sonuna kadar yudum yudum içebilmek için kendimi tilki uykusuna verdim.

1. Muzafferiyeti sonuna kadar yudum yudum içebilmek için kendimi tilki uykusuna verdim.

2. İçme becerisi bulunmak


içecek
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İçilen her şey, meşrubat

Örnek:

1. Burada yiyecek, içecek her şey var.

1. Burada yiyecek, içecek her şey var.


içecek suyu olmak
Anlamı:

1. bir yere gitmesi kısmet olmak


içerebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İçerebilmek işi


içerebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , İçerme ihtimali veya imkânı bulunmak


içeri
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İç yan, iç bölüm, dışarı karşıtı

Örnek:

1. İçeriden sesler geliyor.

1. İçeriden sesler geliyor.

2. İç, iç yüzey

Örnek:

1. Odanın içerisi bu kadar adam almaz.

1. Odanın içerisi bu kadar adam almaz.

3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İç yüzeyde, iç bölümde olan

Örnek:

1. İçeri odadan sesler geliyor.

1. İçeri odadan sesler geliyor.

4. zarf , zarf , zarf , zarf , İç yana, iç yana doğru

Örnek:

1. İçeri girmekten korkarak bahçedeki demir kanepeye oturmak istedi.

1. İçeri girmekten korkarak bahçedeki demir kanepeye oturmak istedi.

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gönül, yürek

6. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Hapishane


içeri (veya içeriye) atmak (veya almak veya tıkmak)
Anlamı:

1. hapsetmek

Örnek:

1. Bundan da başka yarın bunu tutar, içeri tıkabilirdi.

1. Bundan da başka yarın bunu tutar, içeri tıkabilirdi.


içeri girmek
Anlamı:

1. bir iş veya alışverişte zarar etmek

Örnek:

1. Bu işte bir milyar lira içeri girdim.

1. Bu işte bir milyar lira içeri girdim.

2. hapse girmek


içeride olmak
Anlamı:

1. zarar etmiş olmak, borçlanmış olmak

2. hapishanede olmak


içeriden çıkmak
Anlamı:

1. hapisten kurtulmak, serbest kalmak

Örnek:

1. Umarım şimdi anlıyorsundur uzun süre yatan kişilerin içeriden nasıl çıktıklarını.

1. Umarım şimdi anlıyorsundur uzun süre yatan kişilerin içeriden nasıl çıktıklarını.


içeriden evlenmek
Anlamı:

1. iç evlilik yapmak


içerik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyin içinde bulunanların bütünü, muhteva, mazruf

Örnek:

1. Eğitimin yalnız yöntemlerini değil, içeriğini de gözden geçirmek, düzeltmek gerekmektedir.

1. Eğitimin yalnız yöntemlerini değil, içeriğini de gözden geçirmek, düzeltmek gerekmektedir.

2. Sözlü veya yazılı anlatımda verilmek istenen öz, düşünce, duygu ve imgelerin bütünü

3. Bir kelimenin veya kavramın anlamı

4. ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , Herhangi bir ruhsal süreç veya düşünsel işlevi oluşturan ögelerin bütünü

5. sıfat , sıfat , mantık , mantık , sıfat , sıfat , mantık , mantık , Bir cümle veya yargıda açıkça söylenmemekle birlikte var olduğu anlaşılabilen, zımni


içerikli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Herhangi bir niteliği, özelliği içeren, muhtevalı

Örnek:

1. Bilimsel içerikli bir yazı

1. Bilimsel içerikli bir yazı


içeriksiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçeriği olmayan

Örnek:

1. Karşılığı olmayan, içeriksiz ve yetersiz bir sözcüktür mutluluk.

1. Karşılığı olmayan, içeriksiz ve yetersiz bir sözcüktür mutluluk.