iç güveyisinden hâllice

Anlamı:

1. şaka yollu , şaka yollu , şaka yollu , şaka yollu , `nasılsın` sorusuna `eh işte, fena değil` anlamında verilen karşılık

iç harp

Anlamı:

1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , İç savaş

iç hastalıkları

İlgili Kelimeler:

iç hastalıkları uzmanı

Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Dâhiliye

iç hastalıkları uzmanı

Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , İç hastalıklarıyla ilgilen hekim, dâhiliyeci, dâhiliye mütehassısı

iç hat

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İş yerlerinde bulunan santrallerde iş yeri içindeki bağlantıyı sağlayan haberleşme ağı

iç hatlar

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yurt içi ulaşımını sağlayan yol

2. Hava yollarında yurt içi yolculukların yapıldığı terminal

Örnek:

1. İç hatlarda çalışan uçaklar bu yıl kâr sağladı.

1. İç hatlarda çalışan uçaklar bu yıl kâr sağladı.

iç içe

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Biri ötekinin içinde veya birine ötekinden geçilen

Örnek:

1. Zincirlerin ucunda da bir saçaklı süs, iç içe birkaç halka...

1. Zincirlerin ucunda da bir saçaklı süs, iç içe birkaç halka...

2. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Birbirinin içinde, karışık bir durumda, birbirine çok yakın

Örnek:

1. İç içe sarı, kızıl, mor ve dumanlı dağlar.

1. İç içe sarı, kızıl, mor ve dumanlı dağlar.

iç içe girmek (veya geçmek)

Anlamı:

1. karmakarışık olmak

2. uygun bir biçimde birbirinin içine girmek

3. kaza sonucu araçlar birbirine girmek

4. birbirinden ayrılamaz durumda olmak

Örnek:

1. Burada tarih ile masal iç içe girmiş durumdadır; hangisi masal, hangisi tarih, karışır gider birbirine.

1. Burada tarih ile masal iç içe girmiş durumdadır; hangisi masal, hangisi tarih, karışır gider birbirine.

iç içelik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İç içe olma durumu

iç ısı

Anlamı:

1. isim , isim , coğrafya , coğrafya , isim , isim , coğrafya , coğrafya , Yer yuvarlağının içindeki ısı

iç işleri

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir ülkenin kendine özgü işleri

2. Bir kurum, kuruluş vb.nin yönetimiyle ilgili işler

iç itim

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Vücuda şırınga ile sıvı verme işi, iç itme, zerk

iç itme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İç itmek işi, iç itim, zerk

iç itmek fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Sıvıyı şırınga vb. ile vücuda vermek, zerk etmek

iç kafiye

Anlamı:

1. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , İç uyak

iç kapak

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kitabın dış kapaktan sonra gelen, adını ve bazı özelliklerini içeren sayfa

iç kavuz

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Buğdaygil çiçeğinin erkek ve dişi organlarını içerisinde tutan ve başakçık eksenine aşağıdan ve dış taraftan bağlanmış olan kavuz

iç kulak

Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Kulağın işitme sinirlerinin bulunduğu bölümü, dolambaç

iç kuyu

Anlamı:

1. isim , isim , madencilik , madencilik , isim , isim , madencilik , madencilik , Yer altında, ocak katları arasında bulunan ve ağzı yer üstüne açılmayan kuyu türü

iç lastik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Arabalarda dıştaki koruyucu lastiğin içinde bulunan ve hava ile doldurulan lastik, şambriyel

iç merkez

Anlamı:

1. isim , isim , jeoloji , jeoloji , isim , isim , jeoloji , jeoloji , Depremin başladığı yer olarak kabul edilen nokta

iç mimar

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir yapıyı, kullanım ve estetik bakımından ele alıp insanın fiziksel ve ruhsal özelliklerine uygun olarak tasarlayan kimse, dekoratör

iç mimari

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İç mimarlık

iç mimarlık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir yapıyı, kullanım ve estetik bakımından ele alıp insanın fiziksel ve ruhsal özelliklerine uygun olarak tasarlama, iç mimari, dekoratörlük

iç odun

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ağaç gövdesinin kendi çevresinde bulunan, sertleşmiş ve odunlaşmış hücrelerden oluşan, genellikle koyu renkli bölümü