iç denetçilik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İç denetçinin yaptığı iş

iç denetim

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir kurumun çalışmalarını geliştirmek, onlara değer katmak amacı güden bağımsız, nesnel bir güvence ve danışmanlık işi

iç denge

Anlamı:

1. isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , isim , isim , ruh bilimi , ruh bilimi , Ruhsal durum, psikolojik yapı

Örnek:

1. Belli bir seviye çizgisinde düşünmeye alışık beyinler, ikide bir düz ayak, yavan konuklarla durmadan işgal edilirse iç dengeleri bozulur.

1. Belli bir seviye çizgisinde düşünmeye alışık beyinler, ikide bir düz ayak, yavan konuklarla durmadan işgal edilirse iç dengeleri bozulur.

iç deniz

Anlamı:

1. isim , isim , coğrafya , coğrafya , isim , isim , coğrafya , coğrafya , Boğazlarla ana denize bağlı olan deniz, dâhilî deniz

Örnek:

1. Su beklerken karadan, gökten, iç deniz bile / Kabında eksilmeye başladı bu dert ile

1. Su beklerken karadan, gökten, iç deniz bile / Kabında eksilmeye başladı bu dert ile

iç deri

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Bitkilerin kök, sap ve yapraklarında kabuğun iç bölümü, endoderm

2. anatomi , anatomi , anatomi , anatomi , Sindirim ve solunum kanallarının iç yüzlerini ve karaciğerin, pankreasın içini örten tabaka, endoderm

iç donu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Pantolon içine giyilen uzun don, dizlik

iç dünya

Anlamı:

1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Bireyin ruhsal yaşamının bütünü

Örnek:

1. Niçin iki kişiyken bile kendi iç dünyalarımızın dışına çıkamayız ki?

1. Niçin iki kişiyken bile kendi iç dünyalarımızın dışına çıkamayız ki?

iç ek

Anlamı:

1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Bazı dillerde kelime kökünün içine giren ek

iç etek

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Kadınların giysi altına giydikleri etek, jüpon

iç etmek

Anlamı:

1. argo , argo , argo , argo , eline geçen bir şeyi sahibine bildirmeyerek kendine mal etmek

Örnek:

1. Hem parayı iç et, üstüne bir de söv, ha?

1. Hem parayı iç et, üstüne bir de söv, ha?

iç evlilik

Anlamı:

1. isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , Evlenecek kimsenin eşini, kendi boy veya soyu içinden seçmesi kuralına dayalı evlilik biçimi, içten evlilik, endogami

iç fındık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , 343 fındık içi

iç fıstık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , 343 fıstık içi

iç geçirmek

Anlamı:

1. derin soluk alarak üzüntüsünü belli etmek

Örnek:

1. Derin bir iç geçirişti ki ah çekişti denilebilir.

1. Derin bir iç geçirişti ki ah çekişti denilebilir.

iç gezegen

Anlamı:

1. isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , isim , isim , gök bilimi , gök bilimi , Yörüngesi yer yörüngesinin içinde kalan Merkür, Venüs gezegenleri

iç gıcıklamak

Anlamı:

1. istek uyandırmak

2. huylandırmak

iç göbek

Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Çiçeklerin dişi organında yumurtacık ile kabuğu arasındaki bağ

iç göç

Anlamı:

1. isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , isim , isim , toplum bilimi , toplum bilimi , Bir ülke sınırları içinde genellikle küçük yerleşim bölgelerinden büyük kentlere geçici veya sürekli kalmak üzere göç etme

iç görüm

Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Endoskopi

iç görümlü

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Endoskopik

iç güveyi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İç güveyisi

iç güveyilik

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İç güveyi olma durumu

iç güveyisi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eşinin ailesinin evinde oturan damat, iç güveyi

Örnek:

1. Elçilik denen bu konakta bir nevi iç güveyisi hayatı sürüyorum.

1. Elçilik denen bu konakta bir nevi iç güveyisi hayatı sürüyorum.

iç güveyisi girmek

Anlamı:

1. karısının ailesinin evinde oturmak üzere evlenmek

Örnek:

1. O, zengin bir eve iç güveyisi olarak girmeye razı olmamış.

1. O, zengin bir eve iç güveyisi olarak girmeye razı olmamış.

iç güveyisi iç ağrısı

Anlamı:

1. `iç güveyisi misafir gibidir, evdekiler sürekli olarak onu ağırlamaya çalışır ve bu durumdan da rahatsız olurlar` anlamında kullanılan bir söz