92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Huzursuz olma durumu
1. Onlar bu davranışlarıyla geçmişte sadece huzursuzluk yarattı.
1. Onlar bu davranışlarıyla geçmişte sadece huzursuzluk yarattı.
2. Huzursuzca davranış
1. Oysa verdiğim her söz, içini rahatlatmak şöyle dursun, huzursuzluğunu bir kat daha artırdı sanki.
1. Oysa verdiğim her söz, içini rahatlatmak şöyle dursun, huzursuzluğunu bir kat daha artırdı sanki.
hüzzam beşlisi, sultanihüzzam
1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Klasik Türk müziğinde segâh perdesinde bir makam
Lisan : Arapça huzām
Telaffuz : hüzza:mı
1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Klasik Türk müziğinde birleşik makamların beşlilerinden biri
1. kimya , kimya , kimya , kimya , İyot elementinin simgesi
2. Romen rakamları dizisinde 1 sayısını gösterir
1. Türk alfabesinin on ikinci sırasında yer alan ve İ adı verilen bu harf, ses bilimi bakımından ince, düz, dar ünlüyü gösterir
1. Türk alfabesinin on birinci sırasında yer alan ve I adı verilen bu harf, ses bilimi bakımından kalın, düz, dar ünlüyü gösterir
iadeiitibar, iadeiziyaret, vergi iadesi
1. isim , isim , isim , isim , Alınmış bir şeyi geri verme
1. Sekiz buçuk altını iade için eline mühim bir para geçmesi lazımdı.
1. Sekiz buçuk altını iade için eline mühim bir para geçmesi lazımdı.
2. Verilen bir şeyi almayarak geri çevirme, reddetme
3. Karşılıklı olarak yapma, mukabele etme
4. edebiyat , edebiyat , edebiyat , edebiyat , İadeli
Lisan : Arapça iʿāde
Telaffuz : ia:de
1. geri vermek, geri çevirmek
2. karşılık olarak yapmak
1. Ona edeceğiniz her hareketi yüz misli ile size iade ederim.
1. Ona edeceğiniz her hareketi yüz misli ile size iade ederim.
3. yansıtmak
1. Karşıki kayalar benim sesimi bana iade ettiler.
1. Karşıki kayalar benim sesimi bana iade ettiler.
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yitirilen saygınlığı yeniden elde etme
Lisan : Arapça iʿāde + iʿtibār
Telaffuz : ia:de'ii:tiba:rı
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Daha önce yapılan ziyarete ziyaretle karşılık verme
Lisan : Arapça iʿāde + ziyāret
Telaffuz : ia:de'iziya:ret
iadeli taahhütlü
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İadeli taahhütlü
2. isim , isim , edebiyat , edebiyat , isim , isim , edebiyat , edebiyat , Divan edebiyatında her beytin son sözünü sonraki beytin ilk sözü yapma biçiminde ortaya çıkan söz sanatı, iade
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Alıcıya imza karşılığı teslim edilen, teslim edilemediği durumlarda göndericiye geri gönderilen (mektup, paket), iadeli
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yardım
1. Sen birkaç kuruş iane verirsen belki bir şey olur.
1. Sen birkaç kuruş iane verirsen belki bir şey olur.
Lisan : Arapça iʿāne
Telaffuz : ia:ne
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Eğreti, ödünç
1. Bu iare tuvaletiyle kendi güzelliğinin gururunu da feda ederek bahçeye çıktı.
1. Bu iare tuvaletiyle kendi güzelliğinin gururunu da feda ederek bahçeye çıktı.
2. Eğreti verme, ödünç verme
Lisan : Arapça iʿāre
Telaffuz : ia:re
iaşe ve ibate
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yedirip içirme, besleme, bakma
1. İaşe son derece fena idi, açıkçası kıtlık vardı.
1. İaşe son derece fena idi, açıkçası kıtlık vardı.
Lisan : Arapça iʿāşe
Telaffuz : ia:şe
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Yedirip içirme ve barındırma
ibadethane
1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Bir dinin buyruklarını yerine getirme
1. Babamla gittiğim bayram namazlarından başka ibadet bilmezdim.
1. Babamla gittiğim bayram namazlarından başka ibadet bilmezdim.
Lisan : Arapça ʿibādet
Telaffuz : iba:det
1. `yapılan iyilikler göstermelik olmamalı, işlenen suçlar, ayıplar açığa vurulmamalıdır` anlamında kullanılan bir söz
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , din bilgisi , din bilgisi , Tapınak
Lisan : Arapça ʿibādet + Farsça -gāh
Telaffuz : iba:detgâ:hı
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , din bilgisi , din bilgisi , Tapınak
Lisan : Arapça ʿibādet + Farsça ḫāne
Telaffuz : iba:detha:ne
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Tanrı'nın kulları
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Bol
1. Kahve, şerbet mevsim kış ise sahlep, yaz ise dondurma ibadullah düğün evinden gelir.
1. Kahve, şerbet mevsim kış ise sahlep, yaz ise dondurma ibadullah düğün evinden gelir.
Lisan : Arapça ʿibādullah
Telaffuz : iba:dulla:hı