Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
geçirtmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -den , -den , -e , -e , -i , -i , -den , -den , Geçirme işini yaptırmak

Örnek:

1. Kaçarsa peşine düşerek ona korkulu dakikalar geçirtiyordu.

1. Kaçarsa peşine düşerek ona korkulu dakikalar geçirtiyordu.


geçiş

İlgili Kelimeler:

geçiş hakkı, geçiş önceliği, geçiş üstünlüğü, dikey geçiş, üst geçiş, yatay geçiş, deniz geçişi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçme işi

Örnek:

1. Bekleme sabırsızlığını çoktan kaybetmiş olduğum için vaktin geçişini pek fark etmiyordum.

1. Bekleme sabırsızlığını çoktan kaybetmiş olduğum için vaktin geçişini pek fark etmiyordum.

2. Herhangi bir durumdaki değişme, intikal

Örnek:

1. Geçiş dönemi.

1. Geçiş dönemi.

3. Resimde iki ayrı rengi birbirine bağlayan ara ton

4. dil bilimi , dil bilimi , dil bilimi , dil bilimi , Ses organlarının bir durumdan ötekine geçmesi

5. müzik , müzik , müzik , müzik , Bir parça süresince bir tondan başka bir tona atlama


geçiş hakkı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçiş üstünlüğü


geçiş önceliği
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçiş üstünlüğü


geçiş üstünlüğü
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cankurtaran, itfaiye ve güvenlik araçlarına tanınan yolu öncelikle kullanma hakkı, geçiş önceliği


geçişim
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçişme işi, tedahül

2. biyoloji , biyoloji , biyoloji , biyoloji , Yarı geçirgen bir zarla birbirinden ayrılmış iki sıvının karşılıklı geçerek birbirine karışması, hulul, ozmoz

3. ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , ruh bilimi , Belirli bir işi yapma yeterliliğinin ilişkili veya bağlantılı başka bir işi yapma sonucunda artması, intikal


geçişken
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bir durumdan başka bir duruma geçme özelliği olan

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birbirine etki edebilen


geçişkenlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçişken olma durumu


geçişli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , Nesne ile kullanılan (fiil), müteaddi: Sevmek (okuma-yı sevmek), görmek (ev-i görmek), kırmak (cam-ı kırmak), dökmek (süt-ü dökmek) gibi


geçişlilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçişli olma durumu


geçişme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçişmek işi

2. fizik , fizik , fizik , fizik , Yarı geçirgen bir çeperin iki yanına yerleştirilmiş, derişikliği farklı iki sıvıdan oluşan yer değiştirme olayı, hulul, ozmoz

3. fizik , fizik , fizik , fizik , Moleküllerin kinetik enerjileri sebebiyle çok yoğun bir bölgeden az yoğun bir bölgeye hareketleri, difüzyon


geçişmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , nesnesiz , nesnesiz , -le , -le , Birbirinin içine geçip karışmak, tedahül etmek


geçişsiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , sıfat , sıfat , dil bilgisi , dil bilgisi , Nesne ile kullanılmayan (fiil), lazım: Gülmek, ağlamak, düşmek, gitmek, küsmek, barışmak gibi


geçişsizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçişsiz olma durumu


geçiştirebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçiştirebilmek işi


geçiştirebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Geçiştirme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Geçiştirme becerisi bulunmak


geçiştirici
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , tıp , tıp , sıfat , sıfat , tıp , tıp , Tedavi edici etkisi olmayan, ağrı ve sızıları geçici olarak azaltan, dindiren (ilaç vb.), palyatif


geçiştirilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçiştirilmek işi

Örnek:

1. Bunların akademik tartışmalarla geçiştirilmeye tahammülleri yoktu.

1. Bunların akademik tartışmalarla geçiştirilmeye tahammülleri yoktu.


geçiştirilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Geçiştirme işi yapılmak


geçiştirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçiştirmek işi


geçiştirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Gereken önemi vermemek, üstünde durmadan başından savmak

Örnek:

1. Babama yazdığın mektupta eskülabi bir cümle ile geçiştirmişsin. Demek iş yok.

1. Babama yazdığın mektupta eskülabi bir cümle ile geçiştirmişsin. Demek iş yok.

2. Az bir zararla atlatmak, kurtulmak

Örnek:

1. Nihat bu kazayı da geçiştirince tekrar gözlerini apartmanın kapısına dikti.

1. Nihat bu kazayı da geçiştirince tekrar gözlerini apartmanın kapısına dikti.


geçit

İlgili Kelimeler:

geçit hakkı, geçit resmi, geçit töreni, alt geçit, hemzemin geçit, kırkgeçit, resmigeçit, tüp geçit, üst geçit, turnageçidi, yaya geçidi, yer geçidi

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçmeye yarayan yer, geçecek yer

Örnek:

1. Başka türlü düşünmek, köprüyü bırakıp çayda geçit aramaya benzer.

1. Başka türlü düşünmek, köprüyü bırakıp çayda geçit aramaya benzer.

2. coğrafya , coğrafya , coğrafya , coğrafya , İki dağ arasında dar ve uzun yol, derbent


geçit hakkı
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Bir tarla, bağ bahçe vb. üzerinden ana yola, evine veya tarlasına gidebilmesi için komşu mal sahibine doğan yararlanma hakkı


geçit resmi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Geçit töreni

Örnek:

1. Ellerini burunlarına boru çalar gibi götürerek kümeler arasında geçit resmi yapıyorlardı.

1. Ellerini burunlarına boru çalar gibi götürerek kümeler arasında geçit resmi yapıyorlardı.


geçit töreni
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Özel günlerde bir topluluğun belli bir yerden düzenli bir biçimde geçmesi, geçit resmi