92406 kayıt bulundu.
geçerli durum
1. sıfat , sıfat , hukuk , hukuk , sıfat , sıfat , hukuk , hukuk , Yürürlükte olan, uygulanan, meri, muteber
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Beğenilen, tutulan
1. Söylediklerim kuşkusuz genel anlamda geçerli.
1. Söylediklerim kuşkusuz genel anlamda geçerli.
1. isim , isim , isim , isim , Bir ülkenin ekonomik hayatının yükselme ve alçalma yönünde gösterdiği inişli çıkışlı, dalgalı hareketlerinin bütünü, konjonktür
genelgeçerlik
1. isim , isim , isim , isim , Yürürlükte olma, değerini sürdürme durumu, revaç, valör
1. Bu para geçerlikten kaldırıldı.
1. Bu para geçerlikten kaldırıldı.
2. Sürümü olma durumu
1. Bu malın geçerliği kalmadı.
1. Bu malın geçerliği kalmadı.
1. isim , isim , isim , isim , Geçerli olma durumu, geçerlik
2. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , Bir kavramın, bir yargının, mantıksal olarak onaylanabilir olması
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yürürlükten çıkarılmış, hükümsüz
1. Bu yasa geçersizdir.
1. Bu yasa geçersizdir.
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Geçersiz duruma düşmek, geçerliğini yitirmek
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Akşamsefası
Telaffuz : gece'sefası
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Örnek bitkisi gecesefası olan bir bitki familyası
1. aralıksız, gece gündüz çalışmak, büyük çaba göstermek
1. Başaramayacağı kadar çok işlerin altına girmekten çekinmedi, geceyi gündüze katıp çalışmaya başladı.
1. Başaramayacağı kadar çok işlerin altına girmekten çekinmedi, geceyi gündüze katıp çalışmaya başladı.
2. Köycülük kollarında gecemi gündüzüme kattım.
2. Köycülük kollarında gecemi gündüzüme kattım.
1. isim , isim , isim , isim , Seyredilecek uygun bir program aramak amacıyla televizyon kanallarını tarama
geçici işçi, geçici madde_icerik, geçici personel, geçici plaka, geçici teminat, gelip geçici
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Çok sürmeyen
1. Bunu evvela gençliğe mahsus geçici bir heves zannettim.
1. Bunu evvela gençliğe mahsus geçici bir heves zannettim.
2. Kısa ve belli bir süre için olan, muvakkat, palyatif, kalıcı karşıtı
1. Eğer yazmaktan para ve ün gibi iki geçici kıymet ve zevk elde edemezsem acaba yazı yazar mıydım?
1. Eğer yazmaktan para ve ün gibi iki geçici kıymet ve zevk elde edemezsem acaba yazı yazar mıydım?
3. Bulaşan, bulaşıcı
4. isim , isim , isim , isim , Yaya, yoldan veya karşıdan karşıya geçen kimse, yolcu
1. Onları sokakta gördüğünüz zaman adi bir geçiciden farklı bulmazsınız, sanırsınız ki bir yazıcı ticarethanesine gidiyor.
1. Onları sokakta gördüğünüz zaman adi bir geçiciden farklı bulmazsınız, sanırsınız ki bir yazıcı ticarethanesine gidiyor.
1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Yasa, tüzük ve yönetmeliklerde belirli bir süre için geçerli olan madde
1. isim , isim , isim , isim , Bir iş yerine bir yıldan daha az çalışmak üzere alınan kimse
1. isim , isim , isim , isim , Motorlu taşıtlara trafiğe çıkabilmeleri için esas plaka alınıncaya kadar verilen plaka
1. isim , isim , ticaret , ticaret , isim , isim , ticaret , ticaret , İhalelere katılanların yatırmak zorunda olduğu teminat