gazlama

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gazlamak işi

gazlamak fiil

Anlamı:

1. -i , -i , nesnesiz , nesnesiz , -i , -i , nesnesiz , nesnesiz , Gaz yağı sürmek

Örnek:

1. Tahtakurularını öldürmek için somyayı gazladı.

1. Tahtakurularını öldürmek için somyayı gazladı.

2. Motorlu taşıtlarda aracın hızlanmasını sağlamak için gaz pedalına kuvvetle basmak

3. argo , argo , argo , argo , Kaçmak

gazlanma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gazlanmak işi

gazlanmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Gaz yağı sürülmek

2. Sindirim yolunda gaz olmak

gazlaşma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gazlaşmak işi

gazlaşmak fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Gaz durumuna girmek

gazlaştırma

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gazlaştırmak işi

gazlaştırmak fiil

Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Bir maddeyi gaz durumuna dönüştürmek

gazlayabilme

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gazlayabilmek işi

gazlayabilmek fiil

Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Gazlama ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Gazlamaya gücü yetmek

gazlı

İlgili Kelimeler:

gazlı bez

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gazı olan veya gaz bulaşmış olan

gazlı bez

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İnce ve seyrek olarak dokunmuş, çeşitli boyut ve biçimlerde hazırlanmış tıbbi malzeme

gazlılık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gazlı olma durumu

gazojen

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sıvı veya katı yakıtı hava, oksijen etkisiyle gazlaştırmaya yarayan araç

Lisan : Fransızca gazogène

gazölçer

Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Belirli basınç altında gelen gazın hacmini ölçmeye yarayan araç, gazometre

Telaffuz : ga'zölçer

gazolin

Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Ham petrolün ilk damıtılmasında ayrılan çok uçucu, hafif akaryakıt

Lisan : Fransızca gazoline

gazometre

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gazların toplanması, belirli basınç altında dağıtılması için kullanılan depo

2. fizik , fizik , fizik , fizik , Gazölçer

Lisan : Fransızca gazomètre

Telaffuz : gazome'tre

gazometri

Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Gaz ölçümü

Lisan : Fransızca gazométrie

gazoz

İlgili Kelimeler:

gazozağacı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Meyve esansı, şeker ve karbon asidi ile yapılan, basınçlı hava ile şişelere doldurularak hazırlanan içecek

Örnek:

1. Kusura bakma abla! Aksi zamana rastladı. Gazozları yetiştiremedik.

1. Kusura bakma abla! Aksi zamana rastladı. Gazozları yetiştiremedik.

Lisan : Fransızca gazeuse

gazozağacı

Anlamı:

1. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , Çok saçma söz

Örnek:

1. Bu dediğin gazozağacı!

1. Bu dediğin gazozağacı!

2. Oyunda yenildikçe rakibine ve izleyenlere sürekli içecek ısmarlayan oyuncu

Telaffuz : gazo'zağacı

gazozcu

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gazoz yapıp satan kimse

2. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , Eğlence yerlerinde dolaşarak gazoz satan kimse, gazoz satıcısı

gazozculuk

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gazozcunun yaptığı iş

gazsız

Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İçinde gaz olmayan veya gaz bulaşmamış olan

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Gaz olmadan

gazsızlık

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gazsız olma durumu

gazve

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Arap aşiretleri arasında yapılan savaş

Örnek:

1. İki aşiret, bir gazve esnasında çarpışmışlar.

1. İki aşiret, bir gazve esnasında çarpışmışlar.

2. din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , Din uğruna yapılan savaş

Lisan : Arapça ġazve