Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
gaspçılık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gaspçının yaptığı iş


gassal
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , eskimiş , eskimiş , din bilgisi , din bilgisi , Ölü yıkayıcı


Lisan : Arapça ġassāl

Telaffuz : gassa:l

gastrit
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Midedeki yangı


Lisan : Fransızca gastrite

gastroenterolog
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sindirim bilimci


Lisan : Fransızca gastro-entérologue

Telaffuz : l ince okunur

gastroenteroloji
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sindirim bilimi

2. Hastanelerde sindirim organları hastalıklarının incelendiği, tedavi edildiği bölüm


Lisan : Fransızca gastro-entérologie

Telaffuz : l ince okunur

gastroenterolojik
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Sindirim bilimi ile ilgili


Lisan : Fransızca gastro-entérologique

Telaffuz : l ince okunur

gastronom
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Damak zevki olan, ağzının tadını bilen, iyi yemekten anlayan kimse


Lisan : Fransızca gastronome

gastronomi
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yemeği iyi yeme merakı

2. Sağlığa uygun, iyi düzenlenmiş, hoş ve lezzetli mutfak, yemek düzeni ve sistemi

Örnek:

1. Frenkler yemek pişirme sanatına, güzel, leziz ve ustalıklı yemeklerle uğraşmaya gastronomi diyorlar.

1. Frenkler yemek pişirme sanatına, güzel, leziz ve ustalıklı yemeklerle uğraşmaya gastronomi diyorlar.


Lisan : Fransızca gastronomie

gastroskop
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Yemek borusu, mide ve on iki parmak bağırsağının gözle görülmesini sağlayan, hastaya ağız yolu ile uygulanan fiberoptik alet


Lisan : Fransızca gastroscope

gastroskopi
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Gastroskopla yapılan inceleme


Lisan : Fransızca gastroscopie

gastrula
Anlamı:

1. isim , isim , biyoloji , biyoloji , isim , isim , biyoloji , biyoloji , Yumurta hücresi oğulcuk durumuna gelirken blastulanın bir noktasından çukurlaşarak iç içe geçmiş iki hücre katmanı biçimine girme evresi


Lisan : Almanca Gastrula

Telaffuz : ga'strula, l ince okunur

gaşyolma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gaşyolmak durumu


gaşyolmak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , eskimiş , eskimiş , nesnesiz , nesnesiz , eskimiş , eskimiş , Kendinden geçmek


Lisan : Arapça ġaşy + Türkçe olmak

Telaffuz : ga'şyolmak

gato
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Pasta, çörek


Lisan : Fransızca gateâu

gauss
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Manyetik alanın şiddet birimi


Lisan : (matematikçi Gauss özel adından)

gavot
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir tür eski Fransız halk dansı


Lisan : Fransızca gavotte

gâvur

İlgili Kelimeler:

gâvur baklası, gâvur eziyeti, gâvur icadı, gâvur inadı, Moskof gâvuru

Anlamı:

1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Dinsiz kimse

2. din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , din bilgisi , Müslüman olmayan kimse

Örnek:

1. Onca yıl gurbetin kahrını, gâvurun ağzının kokusunu çekmiştik.

1. Onca yıl gurbetin kahrını, gâvurun ağzının kokusunu çekmiştik.

3. sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , sıfat , sıfat , mecaz , mecaz , Merhametsiz, acımasız

Örnek:

1. Gâvur bana bir at parası vermeden kalkıp gidecek mi?

1. Gâvur bana bir at parası vermeden kalkıp gidecek mi?

4. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , İnatçı


Lisan : Farsça gebr

gâvur baklası
Anlamı:

1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Termiye


gâvur etmek
Anlamı:

1. boşuna harcamak, yerinde harcamamış olmak, işe yaramaz duruma getirmek


Ön Takı : (bir şeyi)

gâvur eziyeti
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bile bile verilen zahmet, eziyetli iş


gâvur icadı
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Batı yapısı teknik eşyaya tutucu çevrelerin verdiği ad


gâvur inadı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yumuşatılamayan, yok edilemeyen inat


gâvur inadı tutmak
Anlamı:

1. iyiden iyiye inatlaşmaya başlamak


gâvur olmak
Anlamı:

1. Müslüman olmamak

2. dinsiz olmak

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , boşuna harcanmak

Örnek:

1. Aldığım, bu şeylerle, beş bin lira gâvur oldu.

1. Aldığım, bu şeylerle, beş bin lira gâvur oldu.


gâvur ölüsü gibi
Anlamı:

1. çok ağır ve hantal

Örnek:

1. Gâvur ölüsü gibi yemek masası, ona benzer büfe, kasvetli.

1. Gâvur ölüsü gibi yemek masası, ona benzer büfe, kasvetli.