92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Kimsesiz ve zavallılara sevgiyle yaklaşıldığını belirten bir söz
1. Kırmak da istemiyorum zavallı garibancığı, ama ben de buraya kafamı dinlendirmeye geldim.
1. Kırmak da istemiyorum zavallı garibancığı, ama ben de buraya kafamı dinlendirmeye geldim.
hilkat garibesi
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Şaşılacak şey, yadırganacak şey
Lisan : Arapça ġarībe
Telaffuz : gari:be
1. `yabancı yerde tek başına kalan kimseye karşı gösterilecek küçük bir ilgi, en büyük iyilik yerine geçer` anlamında kullanılan bir söz
1. yadırgamak, şaşırmak
1. Frankfurt caddelerinde en çok garibime giden insan, dilencisi olmuştur.
1. Frankfurt caddelerinde en çok garibime giden insan, dilencisi olmuştur.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kimsesiz, zavallı olan
2. Yabancı, gurbette yaşayan, elgin
3. Acayip
1. Aslında ben çok az konuşan biriyim. Dilimin böyle birdenbire çözülmesi çok garip.
1. Aslında ben çok az konuşan biriyim. Dilimin böyle birdenbire çözülmesi çok garip.
4. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Şaşılacak bir şey karşısında söylenen söz
1. Demek Bekir böyle utangaç bir çocukmuş. Garip!
1. Demek Bekir böyle utangaç bir çocukmuş. Garip!
5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Dokunaklı, hüzün veren
1. Bir yabancı için dünyanın neresinde olursa olsun büyükşehir böyle garip bir yalnızlık duygusu veriyor.
1. Bir yabancı için dünyanın neresinde olursa olsun büyükşehir böyle garip bir yalnızlık duygusu veriyor.
Lisan : Arapça ġarīb
1. yadırgamak, tuhaf ve anlaşılmaz olarak nitelemek
1. Sizin gibi modern bir sosyete adamının böyle düşünmesini garip buluyorum.
1. Sizin gibi modern bir sosyete adamının böyle düşünmesini garip buluyorum.
1. `garip ve kimsesiz kişiye Tanrı yardım eder` anlamında kullanılan bir söz
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Garip bir duruma gelmek
1. Onun da gülümsemesi garipleşmişti.
1. Onun da gülümsemesi garipleşmişti.
1. isim , isim , isim , isim , Garip olma durumu, garabet
1. Gariplikleri çok sever, dikkati çekmek için elinden geleni yaparmış.
1. Gariplikleri çok sever, dikkati çekmek için elinden geleni yaparmış.
1. yalnızlık çökmek
1. Başka yerlerde bana bir gariplik basıyor.
1. Başka yerlerde bana bir gariplik basıyor.
Ön Takı : (birine)
1. isim , isim , isim , isim , Garipsemek işi
1. Yeni şekil küçük garipsemelerden sonra kolayca kabul edilmiştir.
1. Yeni şekil küçük garipsemelerden sonra kolayca kabul edilmiştir.
1. -i , -i , -i , -i , Kendini gurbette veya kimsesiz gibi düşünerek içlenmek
1. İstanbul'u özlediğimi anlıyor ama yabancılığımı da garipsiyordum.
1. İstanbul'u özlediğimi anlıyor ama yabancılığımı da garipsiyordum.
2. Bir şeyi garip, tuhaf ve uygunsuz bulmak, alışamamak, yadırgamak
1. Bir Leylâ özlemiyle bahçelerde öldü gün / Yıldızlar, karanfiller güllerden daha üzgün / Bahçeler garipsedi alaca karanlıkta
1. Bir Leylâ özlemiyle bahçelerde öldü gün / Yıldızlar, karanfiller güllerden daha üzgün / Bahçeler garipsedi alaca karanlıkta
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Suya batma, boğulma
2. Suya batırma
Lisan : Arapça ġarḳ
1. batırmak, boğmak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , birine bir şeyi bol bol vermek
1. Bu hayrı ile milletimizi nura gark edeceğine herkes kani idi.
1. Bu hayrı ile milletimizi nura gark edeceğine herkes kani idi.
1. gömülmek, batmak
1. Toprağa gark olmuş nazik tenleri / Söylemekten kalmış tatlı dilleri
1. Toprağa gark olmuş nazik tenleri / Söylemekten kalmış tatlı dilleri
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , boğulmak
1. Paraya gark oldu.
1. Paraya gark oldu.
1. isim , isim , isim , isim , Et veya balık gibi asıl yemeğin yanına eklenen sebze, patates vb. yiyecekler
2. Herhangi bir şeyi ona uygun nitelikte tamamlayan nesne
3. Giyecekleri süslemek için eklenen şey.
Lisan : Fransızca garniture
1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Bir şehri savunan veya yalnız orada bulunan askerî birlikler
2. Askerî birliklerin bulunduğu yer
Lisan : Fransızca garnison
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Batı, günindi
Lisan : Arapça ġarb