92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Garazlı
1. Hâlet Efendi akıllı, iktidarlı, cerbezeli, gururlu, insafsız, garazkâr bir adamdı.
1. Hâlet Efendi akıllı, iktidarlı, cerbezeli, gururlu, insafsız, garazkâr bir adamdı.
Lisan : Arapça ġaraż + Farsça -kār
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kin güden, garazı olan, garazkâr
1. Güzellik ilahesi değildiler ama bu garazlı çirkinleştirmeler çok ileri gidiyordu.
1. Güzellik ilahesi değildiler ama bu garazlı çirkinleştirmeler çok ileri gidiyordu.
garazsız ivazsız
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Kin beslemeyen, garazı olmayan
1. zarf , zarf , mecaz , mecaz , zarf , zarf , mecaz , mecaz , Hiçbir gizli maksat gütmeden
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Batı ile ilgili, Batı'ya özgü olan
Lisan : Arapça ġarbī
Telaffuz : garbi:
1. isim , isim , spor , spor , isim , isim , spor , spor , Eskrim, boks vb. oyunlarda korunmak için alınan durum
Lisan : Fransızca garde
1. isim , isim , isim , isim , Bir bahçede veya parkta yapılan yemekli şölen
Lisan : İngilizce garden-party
Telaffuz : ga'rdenparti
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Kök boyasıgillerden, sıcak bölgelerde yetişen bir ağaç veya ağaççık cinsi (Gardenia)
2. Bu ağaççığın güzel kokulu çiçeği
Lisan : Fransızca gardénia
Telaffuz : garde'nya
1. isim , isim , isim , isim , Trenlerde vagon frenlerini işleten kimse
Lisan : Fransızca garde-frein
1. savunma durumuna geçmek
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , önceden önlemini almak
1. isim , isim , isim , isim , Giysi dolabı
1. Gardırop kapıları açık ve her tarafa elbise ve çamaşırlar serpili.
1. Gardırop kapıları açık ve her tarafa elbise ve çamaşırlar serpili.
2. Bir kişinin sahip olduğu bütün giysileri, giysi takımları
Lisan : Fransızca garde-robe
başgardiyan
1. isim , isim , isim , isim , Cezaevlerinde düzeni, tutukluların kurallara uygun biçimde davranmalarını sağlamakla görevli kimse
1. Eski gardiyan boş gözlerle bakıyor, en küçük bir ilgi göstermiyordu.
1. Eski gardiyan boş gözlerle bakıyor, en küçük bir ilgi göstermiyordu.
Lisan : Fransızca gardien
1. isim , isim , isim , isim , Su veya ilaçlı sıvı ile ağız veya yutağı başı arkaya atıp solukla da sıvının yutulmasını engelleyerek çalkalama işi
2. Bu maksatla kullanılan ilaçlı sıvı
1. gürültüye, karışıklığa boğarak bir sözün veya bir işin etkisini azaltmak, dağıtmak, dikkatten kaçırmak
2. argo- kandırmak, aldatmak
1. sıfat , sıfat , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , sıfat , sıfat , teklifsiz konuşmada , teklifsiz konuşmada , Kimsesiz, zavallı, garip
Lisan : Arapça ġarīb + Farsça -ān