Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
gacırdamak fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , `Gacır` diye kulak tırmalayıcı ve düzensiz ses çıkarmak

Örnek:

1. Kürekler yağlanmamış olmalı. Deniz yükseldi mi gacırdıyor, sonra gucurduyor deniz alçalırken.

1. Kürekler yağlanmamış olmalı. Deniz yükseldi mi gacırdıyor, sonra gucurduyor deniz alçalırken.


gacırdatma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gacırdatmak işi


gacırdatmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Gacırdamasına sebep olmak


gacırtı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gacırdama sırasında çıkan sesin adı


gacırtılı
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gacırtısı olan


gacırtısız
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gacırtısı olmayan


gaddar
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Acıması olmayan, başkalarına haksızlık eden, merhametsiz, katı yürekli, insafsız davranan, kıyıcı (I)

Örnek:

1. Onu sevenler, farkında olmadan acı, insafsız ve gaddar bir sevginin zindanı içinde eziyor, sıkıyor, boğuyorlardı.

1. Onu sevenler, farkında olmadan acı, insafsız ve gaddar bir sevginin zindanı içinde eziyor, sıkıyor, boğuyorlardı.


Lisan : Arapça ġaddār

gaddar olmak
Anlamı:

1. acımasız, haksız, insafsız davranmak


gaddarca
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Gaddara yakışır, gaddara uygun

2. zarf , zarf , zarf , zarf , (gadda'rca) Gaddara yakışır bir biçimde, gaddarcasına, insafsızca

Örnek:

1. Bunu nasıl gaddarca kullandığımı adamlarımdan bile iyi biliyorsun.

1. Bunu nasıl gaddarca kullandığımı adamlarımdan bile iyi biliyorsun.


gaddarcasına
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Gaddarca


Telaffuz : gadda'rcasına

gaddarlık
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gaddar olma durumu, kıyıcılık

Örnek:

1. Barbarlık ve gaddarlık içinde şiirin sesi duyulamaz.

1. Barbarlık ve gaddarlık içinde şiirin sesi duyulamaz.


gaddarlık etmek
Anlamı:

1. gaddarca, insafsızca davranmak, kıyıcılık etmek


gadir

İlgili Kelimeler:

gadretmek, gadrolmak, gadrolunmak

Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Haksızlık etme, zarar verme

2. Acımasızlık, merhametsizlik, kıygı


Lisan : Arapça ġadr

gadirlik
Anlamı:

1. isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , isim , isim , halk ağzında , halk ağzında , Kıygı, gadir

Örnek:

1. Ona çok gadirlik oldu.

1. Ona çok gadirlik oldu.


gadolinyum
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Atom numarası 64, atom ağırlığı 156,9 olan, yüksek ısıda eriyen, birtakım tuzları bilinen, parlak gri renkte katı element (simgesi Gd)


Lisan : Fransızca gadolinium

Telaffuz : gadoli'nyum

gadre uğramak
Anlamı:

1. haksız davranışlarla karşı karşıya gelmek

Örnek:

1. Önce kendini gadre uğramış sanan Nahit, rolünü öğrenince utandı.

1. Önce kendini gadre uğramış sanan Nahit, rolünü öğrenince utandı.


gadretme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gadretmek işi


gadretmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , eskimiş , eskimiş , -e , -e , eskimiş , eskimiş , Haksızlık etmek


Lisan : Arapça ġadr + Türkçe etmek

Telaffuz : ga'dretmek

gadrolma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gadrolmak işi


gadrolmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , eskimiş , eskimiş , -e , -e , eskimiş , eskimiş , Haksızlığa uğramak


Lisan : Arapça ġadr + Türkçe olmak

Telaffuz : ga'drolmak

gadrolunma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gadrolunmak işi


gadrolunmak fiil
Anlamı:

1. -e , -e , eskimiş , eskimiş , -e , -e , eskimiş , eskimiş , Haksızlığa uğratılmak


Telaffuz : ga'drolunmak

gaf
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yersiz, beceriksiz, zamansız söz veya davranış, patavatsızlık, pot

Örnek:

1. Gerçekçi olmayışı yüzünden, bugün bize tarihî gaf olarak görülen atılımlarla, bu çizgi hayli gölgelenmiştir.

1. Gerçekçi olmayışı yüzünden, bugün bize tarihî gaf olarak görülen atılımlarla, bu çizgi hayli gölgelenmiştir.


Lisan : Fransızca gaffe

gaf yapmak
Anlamı:

1. bilmeden yersiz bir davranışta bulunmak veya başkasını incitecek söz söylemek, pot kırmak, çam devirmek

Örnek:

1. Birden yaptığı gafı anlayıp suspus oldu.

1. Birden yaptığı gafı anlayıp suspus oldu.


gaffar
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , din bilgisi , din bilgisi , sıfat , sıfat , din bilgisi , din bilgisi , Kullarının günahlarını affeden, bağışlayan (Tanrı)


Lisan : Arapça ġaffār