92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , askerlik , askerlik , isim , isim , askerlik , askerlik , Saldırı nitelikli füzeleri etkisiz duruma getirmek amacıyla üretilen savunma sistemi
Lisan : Fransızca fusée + Türkçe savar
Telaffuz : füze'savar
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Yersiz, gereksiz
1. Hemşire tutmak fuzuli masraf, bizler ne güne duruyoruz?
1. Hemşire tutmak fuzuli masraf, bizler ne güne duruyoruz?
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Yersiz, gereksiz bir biçimde
Lisan : Arapça fużūlī
Telaffuz : fuzu:li:
1. isim , isim , isim , isim , Erime ısısını ölçmeye yarayan cihaz
Lisan : Fransızca fusiomètre
Telaffuz : füzyome'tre
1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Birleşme, kaynaşma
Lisan : Fransızca fusion
1. Türk alfabesinin sekizinci sırasında yer alan ve Ge adı verilen bu harf, ses bilimi bakımından ince ünlülerle ön damak, kalın ünlülerle art damak patlayıcı ünsüzlerinin yumuşaklarını gösterir
2. müzik , müzik , müzik , müzik , Nota işaretlerini harflerle gösterme yönteminde sol sesini gösterir
1. Türk alfabesinin dokuzuncu sırasında yer alan bu harf, ses bilimi bakımından, ince ünlülerle ön damak, kalın ünlülerle art damak ünsüzlerinin yumuşağı, küçük dil ünsüzü
1. isim , isim , isim , isim , Sık dokunmuş bir tür ince yünlü veya pamuklu kumaş
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bu kumaştan yapılmış
1. Yeşile çalan gabardin pardösüsünü kaptığı gibi fırladı.
1. Yeşile çalan gabardin pardösüsünü kaptığı gibi fırladı.
Lisan : Fransızca gabardine
1. isim , isim , isim , isim , Bazı eşyaya verilmesi gereken boyutları, yan görüşü çizmeye, hazırlamaya veya denetlemeye yarayan örnek
2. Motorlu veya motorsuz taşıtların köprü vb. altından rahatça geçebilmeleri için en yüksek boyutları belirten ölçüler
3. mimarlık , mimarlık , mimarlık , mimarlık , Bir binanın, yöre imar dairesinin öngördüğü azami yüksekliği
Lisan : Fransızca gabarit
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Anlayışsızlık, kalın kafalılık, bönlük
1. Doktorasının bitmesi uzun sürdüğü için düşmanları tarafından gabavetle itham edilirdi.
1. Doktorasının bitmesi uzun sürdüğü için düşmanları tarafından gabavetle itham edilirdi.
Lisan : Arapça ġabāvet
Telaffuz : gaba:vet
1. sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , sıfat , sıfat , eskimiş , eskimiş , Anlayışsız, ahmak, ebleh, kalın kafalı, bön
1. Haftanın kaç günü, günün kaç saat olduğunu bilmeyecek kadar gabi olan sütnine yalanlar uydurarak dolabını yiyecekle dolduruyordu.
1. Haftanın kaç günü, günün kaç saat olduğunu bilmeyecek kadar gabi olan sütnine yalanlar uydurarak dolabını yiyecekle dolduruyordu.
Lisan : Arapça ġabī
Telaffuz : gabi:
1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Alışverişte satın alınan mala ödenen karşılığın, malın değerinden çok fazla olması, alışverişte hile yapma
2. hukuk , hukuk , hukuk , hukuk , Edimler arasında açık oransızlık
Lisan : Arapça ġabn
1. isim , isim , isim , isim , Gabon halkından veya bu halkın soyundan olan kimse
Özel: Evet
1. isim , isim , jeoloji , jeoloji , isim , isim , jeoloji , jeoloji , Amfibol, piroksen, olivin vb. renkli minerallerden oluşan bir tür iri taneli kaya
Lisan : İtalyanca gabbro
Telaffuz : ga'bro
gabya yelkeni
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Ana direklerin üzerine sürülen çubuklar ve ana direklerin üstlerinde bulunan serenler
Lisan : İtalyanca gabbia
Telaffuz : ga'bya
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Ana yelkenler üzerindeki yelkenler
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Yelkenli gemilerde yelken, arma, seren ve bütün bunlara ait her tür işi yapan görevli, gabyar
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Gabyacı
Lisan : İtalyanca gabbiere
Telaffuz : ga'byar
1. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , Kadın, dost, sevgili, metres
2. Torik yavrusu
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Çirkin ve kulak tırmalayıcı bir ses çıkararak, gacır gacır
1. Bostan dolabı gacır gucur dönüyordu.
1. Bostan dolabı gacır gucur dönüyordu.