92406 kayıt bulundu.
1. sıfat , sıfat , fizik , fizik , sıfat , sıfat , fizik , fizik , Fosforışı özelliği olan
1. Başlıca fosforışıl cisimler kalsiyum sülfür, radyum sülfür, stronsiyum sülfür ve çinko sülfürdür.
1. Başlıca fosforışıl cisimler kalsiyum sülfür, radyum sülfür, stronsiyum sülfür ve çinko sülfürdür.
Lisan : Fransızca phosphore + Türkçe ışıl
Telaffuz : fosfo'rışıl
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Birleşiminde fosfor olan
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Işıklı, parlak
1. Beyoğlu, karanlık içinde fosforlu bir kaya gibi pırıl pırıl yanıyordu.
1. Beyoğlu, karanlık içinde fosforlu bir kaya gibi pırıl pırıl yanıyordu.
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Alımlı, gösterişli
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Fosfor içermeyen
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Fosfor olmadan
1. Böyle fosforsuz, azotsuz, karbonsuz yaşamak zekâsını söndürememişti ama biraz hafifleşmişti.
1. Böyle fosforsuz, azotsuz, karbonsuz yaşamak zekâsını söndürememişti ama biraz hafifleşmişti.
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Karbonmonoksit ile klordan meydana gelen boğucu bir gaz
Lisan : Fransızca phosgène
1. isim , isim , isim , isim , Geçmiş yer bilimi zamanlarına ilişkin hayvanların ve bitkilerin, yer kabuğu kayaçları içindeki kalıntıları veya izleri, müstehase, taşıl
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Düşünce, yaşayış biçimi vb. bakımlardan çağın gerisinde kalmış kimse
Lisan : Fransızca fossile
1. isim , isim , jeoloji , jeoloji , isim , isim , jeoloji , jeoloji , Fosilleşmek durumu, taşıllaşma
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Fosil durumuna gelmek, taşıllaşmak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gerilemek, köhneleşmek
3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Düşünme gücünü yitirmek
1. nesnesiz , nesnesiz , argo , argo , nesnesiz , nesnesiz , argo , argo , Fos çıkmak
1. Bir düşündüm, bizim eskicilik fosladı.
1. Bir düşündüm, bizim eskicilik fosladı.
1. -i , -i , argo , argo , -i , -i , argo , argo , Yanlışını veya hilesini ortaya çıkararak birini bozmak, utandırmak
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Solurken ağızdan ses çıkarmak
1. -i , -i , -i , -i , Tütün, sigara vb.ni duman çıkararak içmek
1. Ah, hep benim aptallığım, avucumun içinde yemek varken tuttum da sigarayı açıktan fosurdattım.
1. Ah, hep benim aptallığım, avucumun içinde yemek varken tuttum da sigarayı açıktan fosurdattım.
1. isim , isim , isim , isim , İçinde şarap yapılan bir tür fıçı
Lisan : İtalyanca fusto
Telaffuz : fo'ta
fotoakım, fotoelektrik, fotofiniş, fotojen, fotojenik, fotokimya, fotokinezi, fotokopi, fotomekanik, fotometre, fotometri, fotomorfoz, fotosentez, fotosfer, fotoskop, fotoşimi, fototaksi, fototaktizm, fototerapi, fototropizm
1. isim , isim , isim , isim , Işık
2. Fotoğraf
Lisan : Fransızca photo
1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Fotoelektrik olayından elde edilen akım
Lisan : Fransızca photo + Türkçe akım
Telaffuz : fo'toakım