Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
formik asit
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Karıncalarda ve bazı bitkilerde bulunan asit, karınca asidi


Lisan : Fransızca acide formique

formika
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Fenol formol reçinesine batırılmış ve yüzeyi yapay reçine ile kaplanmış birkaç kat kâğıttan oluşan ve çoğu marangozlukta kullanılan bir tür madde


Lisan : İngilizce formica

Telaffuz : formi'ka

formol
Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Formaldehitin % 40'lık sulu çözeltisi


Lisan : Fransızca formol

formül

İlgili Kelimeler:

cebirsel formül

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Genel bir olguyu, bir kuralı veya ilkeyi açıklayan simgeler takımı

2. Bir belgenin yazılacağı biçimi ve ona özgü olan deyimi gösteren örnek

Örnek:

1. Cevap formülü son derece basit idi.

1. Cevap formülü son derece basit idi.

3. Kalıplaşmış, basmakalıp anlatım

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çıkar yol, tutulan yol, yöntem

Örnek:

1. Her yerde yapılabilen bir şey yalnız formülleri, şekilleri değişir.

1. Her yerde yapılabilen bir şey yalnız formülleri, şekilleri değişir.

5. matematik , matematik , matematik , matematik , Bir veya birçok niceliğe bağlı bulunan bir niceliğin hesaplanmasına yarayan matematiksel anlatım

6. kimya , kimya , kimya , kimya , Bir ilacın hazırlanmasında bir sonucun elde edilmesinde izlenecek işlemlerin çeşitli sayılar ve semboller kullanılarak ifade edildiği özgün kavram

7. kimya , kimya , kimya , kimya , Birleşik bir cismin birleşimine giren maddeleri ve bunların o birleşik maddedeki oranlarını gösteren kısaltma takımı

Örnek:

1. Karbonmonoksit CO formülüyle gösterilir.

1. Karbonmonoksit CO formülüyle gösterilir.


Lisan : Fransızca formule

formül bulmak
Anlamı:

1. bir işi çözümleyecek çıkar yol bulmak, çözüm bulmak

Örnek:

1. O, bu nazik duruma karşı bir formül bulmuştu.

1. O, bu nazik duruma karşı bir formül bulmuştu.


formülasyon
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Herhangi bir ürünün oluşturulması sırasında karıştırılacak ham maddelerin oranlarının hesaplanması

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çıkar yol, tutulan yol, yöntem

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kurallara uydurma


Lisan : Fransızca formulation

formüle
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , `Bir düşünceye bir anlatım biçimi vermek` anlamında kullanılan formüle etmek birleşik fiilinde geçen bir söz


Lisan : Fransızca formulé

formüler
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Formüllerin bir araya toplandığı kitap veya dergi


Lisan : Fransızca formulaire

formülleşme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Formülleşmek işi


formülleşmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Formül durumuna gelmek

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kısa ve özlü duruma gelmek


formülleştirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Formülleştirmek işi


formülleştirmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Formül durumuna getirmek


formüllü
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Formülü olan

Örnek:

1. Hayatı bu kadar basit ve formüllü gören samimi insanların bu zihniyetlerine gıpta ettim.

1. Hayatı bu kadar basit ve formüllü gören samimi insanların bu zihniyetlerine gıpta ettim.


formülsüz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Formülü olmayan


formülsüzlük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Formulsüz olma durumu


formunu korumak
Anlamı:

1. gerekli güç ve yeteneği bozmadan sürdürmek

2. diri ve canlı görünmek


foroz

İlgili Kelimeler:

foroz kayığı

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir ağ atılışında çıkarılan balık miktarı


Lisan : Rumca

foroz kayığı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Dalyandan balık çıkarmak için kullanılan kayık


fors
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Devlet başkanının bulunduğu yerlere, amirallerin çalıştıkları kuruluşlara veya gemilere, generallerin garnizonlarına ve bu düzeydeki görevlilerin arabalarına çekilen üç veya dört köşeli bayrak

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Söz geçirirlik, saygınlık

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gösterişlilik

4. denizcilik , denizcilik , denizcilik , denizcilik , Gidon


Lisan : İngilizce force

forsa
Anlamı:

1. isim , isim , eskimiş , eskimiş , isim , isim , eskimiş , eskimiş , Gemilerde kürek çeken tutsak veya hükümlü kimse

Örnek:

1. Genç kadın, forsaların çakılı bulunduğu oturak dairesini görmeyi merak ediyordu.

1. Genç kadın, forsaların çakılı bulunduğu oturak dairesini görmeyi merak ediyordu.


Lisan : İtalyanca forza

Telaffuz : fo'rsa

forseps
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Tutçek


Lisan : Fransızca forceps

forslu
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Üzerine fors çekilmiş (gemi, otomobil)

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Sözü geçer, güçlü


forsluluk
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Forslu olma durumu


forsmajör
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Zorlayıcı sebep


Lisan : Fransızca force majeure

forsu olmak
Anlamı:

1. bir konuda saygınlığı, gücü, söz geçirirliği bulunmak