92406 kayıt bulundu.
1. bir konu ile ilgili ortada hiçbir belirti olmadığı hâlde varmış gibi bir kuşkuya düşüldüğünde kullanılan bir söz
1. Kız kardeşi ile Mahir daha ortada fol yok yumurta yokken gelin güveyi olmuşlar.
1. Kız kardeşi ile Mahir daha ortada fol yok yumurta yokken gelin güveyi olmuşlar.
folk müziği, folk sanatçısı
1. isim , isim , isim , isim , Halk (I)
Lisan : İngilizce folk
1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Halk müziği
2. Özellikle İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Amerika'da başlayan, halk şarkılarından esinlenen müzik
1. isim , isim , isim , isim , Halk bilimi
Lisan : Fransızca folklore
Telaffuz : fo'lklor
1. isim , isim , isim , isim , Halk bilimci
2. Halk oyunlarını öğreten veya oynayan kimse
1. isim , isim , isim , isim , Folklorcunun işi veya mesleği
2. Halk bilimi ile uğraşma işi
3. Halk oyunlarını öğretme veya öğrenme işi
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Halk bilimi ile ilgili
Lisan : Fransızca folklorique
Telaffuz : l ince okunur
1. isim , isim , isim , isim , Folklorcu
Lisan : Fransızca folkloriste
Telaffuz : l ince okunur
folyo kâğıdı
1. isim , isim , isim , isim , Folyo kâğıdı
Lisan : İngilizce folio.
Telaffuz : fo'lyo
1. isim , isim , isim , isim , Yiyecekleri korumak ve saklamak için kullanılan, ince, şeffaf kâğıt
fon kâğıdı, fon müziği, likit fon, Fak Fuk Fonu, konut fonu, yatırım fonu
1. isim , isim , ekonomi , ekonomi , isim , isim , ekonomi , ekonomi , Belirli bir iş için gerektikçe harcanmak üzere ayrılıp işletilen para, kaynak
1. Karşılıklı paralar fonundan beş yüz milyon lira millî savunma hizmetlerine tahsis edilmişti.
1. Karşılıklı paralar fonundan beş yüz milyon lira millî savunma hizmetlerine tahsis edilmişti.
2. ekonomi , ekonomi , ekonomi , ekonomi , Bir kuruluşun mali kaynaklarının tümünün göstergesi
3. Sinemada, tiyatroda oyuncuların arkasındaki resim, fotoğraf veya çeşitli plastik ögelerden oluşan dekor, görüntü
4. Bir tabloda, üzerinde konunun işlendiği boya katı
5. İç mimaride üstüne başka şeyler eklenen bölüm
6. Bir kumaşın alt dokusu
Lisan : Fransızca fond
1. isim , isim , isim , isim , Sıcak veya soğuk hava üfleyen bir aletle saçı kurutup biçim vererek tarama
2. Sıcak, kuru ve sert esen bir rüzgâr türü
Lisan : Almanca Föhn
1. aletle saçı kurutup biçim vererek taramak
1. Birkaç dakika içinde üçü üç koldan çalışarak hem yaşlı kadına, hem de küçük kıza fön çektiler.
1. Birkaç dakika içinde üçü üç koldan çalışarak hem yaşlı kadına, hem de küçük kıza fön çektiler.
1. isim , isim , müzik , müzik , isim , isim , müzik , müzik , Bir sahne eseri oynanırken çalınan müzik
1. isim , isim , denizcilik , denizcilik , isim , isim , denizcilik , denizcilik , Geminin demir attığı yer
2. ünlem , ünlem , ünlem , ünlem , Gemiler için demir atma komutu
Lisan : İtalyanca fondo
Telaffuz : fo'nda
1. demir atmak
1. Bir iki geminin fonda ediş gürültüsünü duyan Çakır Ayşe, kıyıya seğirtti.
1. Bir iki geminin fonda ediş gürültüsünü duyan Çakır Ayşe, kıyıya seğirtti.
1. isim , isim , isim , isim , İçinde likör, tatlı veya hoş kokulu maddeler bulunan, ağızda kolayca eriyen bir şekerleme türü
1. Çilek, muz, menekşe kokulu fondanlar...
1. Çilek, muz, menekşe kokulu fondanlar...
Lisan : Fransızca fondant
1. zarf , zarf , zarf , zarf , Sonuna kadar, bir solukta, bir dikişte
Lisan : Almanca von + Türkçe dip
Telaffuz : fo'ndip
1. isim , isim , isim , isim , Cildi pürüzsüz göstermesi, renk vermesi için yüze sürülen yarı sıvı veya boyalı krem, düzgün
Lisan : Fransızca fond de teint
1. isim , isim , isim , isim , Terbiyelenmiş ve şişe dizilmiş kuşbaşı etin veya peynirin önceden kızdırılan yağ içinde ve ortaya konulan ispirto ocağı üzerindeki kapta pişirilmesiyle yenen bir tür yemek
Lisan : Fransızca fondue
1. isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , isim , isim , dil bilgisi , dil bilgisi , Ses birimi
Lisan : Fransızca phonème