92406 kayıt bulundu.
fıtık otu, bel fıtığı, kasık fıtığı
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , İç organlardan bir parçanın, genellikle bağırsak bölümünün karın çeperlerini geçip deri altında ur gibi bir şişkinlik yapması, kavlıç, yarımlık
1. Musiki hocamız genç yaşında bir fıtık ameliyatı sonunda ölmüştü.
1. Musiki hocamız genç yaşında bir fıtık ameliyatı sonunda ölmüştü.
Lisan : Arapça fatḳ
1. sıkıntı vermek, üzmek
1. Aklından, fıtık etti ha, cevap olumsuz herhâlde ama insan bir söyleyiverir, diye geçmekteydi.
1. Aklından, fıtık etti ha, cevap olumsuz herhâlde ama insan bir söyleyiverir, diye geçmekteydi.
1. isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , isim , isim , bitki bilimi , bitki bilimi , Kızılyaprak
halat fitili
1. isim , isim , isim , isim , Lambada, kandilde ve mumda yağın, çakmakta benzinin yanmasını sağlayan, türlü biçimlerde bükülmüş veya dokunmuş pamuktan yapılan genellikle yağ çekici madde
1. Lambanın fitili biraz daha açılmış.
1. Lambanın fitili biraz daha açılmış.
2. Derin yaraların tedavisinde, yara içine salınan steril gazlı bez şeridi
1. Fitiller işliyor azgın yarada
1. Fitiller işliyor azgın yarada
3. Anüse konulan donmuş yağ kıvamında ve koni biçiminde ilaç
4. Eskiden topları ve şimdi lağımları ateşlemekte kullanılan kaytan biçiminde tutuşturucu madde
5. Kumaşın altına kaytan biçiminde bükülmüş bir şey koyup üstten dikerek yapılan kabartma yol
6. Koltuk, sandalye vb. oturulan eşyanın yapımında dikiş veya çivileri gizlemekte kullanılan şerit
7. Yollu bir biçimde dokunmuş kumaş
8. Elli kâğıtla oynanan ve en az sayısı olanın kazanması kuralına dayanan bir iskambil oyunu
1. Fitil oynarken kâğıtları bir müddet masaya bırakır.
1. Fitil oynarken kâğıtları bir müddet masaya bırakır.
9. eskimiş , eskimiş , eskimiş , eskimiş , 0,0125 gram olan ağırlık ölçü birimi
Lisan : Arapça fetīl
1. isim , isim , isim , isim , Fitil yapan veya satan kimse
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kargaşalık çıkaran kimse
1. isim , isim , isim , isim , Fitillemek işi
1. Daha ilk konuşmalardan iki tarafta da barutu fitillemeye can atanların bulunduğunu anladı.
1. Daha ilk konuşmalardan iki tarafta da barutu fitillemeye can atanların bulunduğunu anladı.
1. -i , -i , -i , -i , Fişek, dinamit vb. patlayıcı maddelerin fitilini ateşlemek
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Birini kızdırmak veya kışkırtmak, fitil vermek
1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Fitil takılmak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Kızdırılmak, kışkırtılmak
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Fitili olan veya fitille ateşlenen
1. Fitilli çakmak. Fitilli top.
1. Fitilli çakmak. Fitilli top.
2. Üzerinde dokuma doğrultusunda fitiller olan (kumaş)
1. Fitilli kadife.
1. Fitilli kadife.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Fitili olmayan
1. Fitilsiz çakmakla sigara yakılmaz.
1. Fitilsiz çakmakla sigara yakılmaz.
1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , Fitik asidin C6H6[OPO(OH)2]6, bir tuzu olan, fosforu tek mideliler tarafından değerlendirilemeyen organik bir bileşik
Lisan : Fransızca phytine
1. isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , isim , isim , din bilgisi , din bilgisi , Fitre