92406 kayıt bulundu.
1. başkalarının bulunduğu yerde birkaç kişi gizlice, alçak sesle konuşmak
1. Düşüncelerimizi açık seçik ortaya koymak yerine fiskos etmeyi yeğleriz.
1. Düşüncelerimizi açık seçik ortaya koymak yerine fiskos etmeyi yeğleriz.
1. isim , isim , isim , isim , Etrafına iki sandalye veya koltuk konabilen yuvarlak sehpa, fiskos masası
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Fısıldamak
2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Gizlice haber vermek
1. nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , nesnesiz , nesnesiz , halk ağzında , halk ağzında , Fıkramak
1. -i , -i , -i , -i , Fiş üzerine yazmak
2. Bir işle ilgili konuda fiş açmak
3. Güvenlik kuruluşu, bir kişi hakkında dosya açmak
1. Fişledim seni de tuhafiyeci, bundan sonra elimden zor kurtulursun.
1. Fişledim seni de tuhafiyeci, bundan sonra elimden zor kurtulursun.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Fişe yazılmış olan
2. Fişi olan
3. Güvenlik kuruluşlarında kaydı bulunan (kimse)
1. isim , isim , isim , isim , Fiş koymaya yarar yer veya kutu
2. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Fiş olmaya veya fiş yapılmaya uygun olan
1. Bunlar fişlik kâğıttır, benim işime yarar.
1. Bunlar fişlik kâğıttır, benim işime yarar.
1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Anüs çıkışındaki mukozanın genellikle arka kenardan çatlaması veya yırtılması
2. Çatlak
Lisan : İngilizce fissure
1. isim , isim , isim , isim , Tek parça kadın giysisi
1. Büyük balerinler gibi tülden, kısa bir fistanı var.
1. Büyük balerinler gibi tülden, kısa bir fistanı var.
2. İskoç, Arnavut ve Yunan erkeklerinin giydikleri kısa, pilili eteklik
Lisan : Rumca
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Fistan giymiş
1. Bol kollu, parlak fistanlı çigan çalgıcıları.
1. Bol kollu, parlak fistanlı çigan çalgıcıları.