Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
erkeklik taslamak
Anlamı:

1. kendini erkek gibi göstermek, erkekçe davranışta bulunmak, kabadayıca davranmak

Örnek:

1. Şuna bak, hem karıdan dayak yer hem de erkeklik taslar.

1. Şuna bak, hem karıdan dayak yer hem de erkeklik taslar.


erkeksi
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Erkeği andıran, erkeğe benzeyen, erkek gibi, erkeğimsi, maskulen

Örnek:

1. Güneş altında ve açık havada pişmiş yüzünün çizgileri cesur ve erkeksi.

1. Güneş altında ve açık havada pişmiş yüzünün çizgileri cesur ve erkeksi.


erkeksilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Erkeksi olma durumu


erkeksiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Erkeği bulunmayan

Örnek:

1. Erkeksiz ev.

1. Erkeksiz ev.

2. zarf , zarf , zarf , zarf , Erkek olmaksızın


erkeksizlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Erkeksiz olma durumu


erken

İlgili Kelimeler:

erken bahar, erken boşalma, erken bunama, erkendoğan, erken tanı, erken uyarı

Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Vaktinden önce, alışılan zamandan önce, er, geç karşıtı

Örnek:

1. Sakın geç kalma, erken gel.

1. Sakın geç kalma, erken gel.

2. Sabahın ilk saatlerinde

Örnek:

1. Ertesi gün iki kardeş erken çıkmışlardı yola.

1. Ertesi gün iki kardeş erken çıkmışlardı yola.


erken bahar
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , İlkbahar

Örnek:

1. Niyetimiz erken baharın ılıklık ve tazeliği içinde yemek yemek, uzanıp yatmaktı.

1. Niyetimiz erken baharın ılıklık ve tazeliği içinde yemek yemek, uzanıp yatmaktı.


erken boşalma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Cinsel birleşimlerde bazı fiziksel veya ruhsal nedenlerden dolayı meninin erken gelmesi


erken bunama
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Yaşlanmaya bağlı olmaksızın beyin hücrelerinde yozlaşma sonucu ortaya çıkan ilerleyici bellek zayıflığı


erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır
Anlamı:

1. `yapacakları işlere erken başlayanlar kazançlı çıkarlar` anlamında kullanılan bir söz


erken kalktım işime, şeker kattım aşıma
Anlamı:

1. `işine sabahleyin erken başlayan kimse başarı elde eder` anlamında kullanılan bir söz


erken tanı
Anlamı:

1. isim , isim , tıp , tıp , isim , isim , tıp , tıp , Hastalıkların belirtisiz veya belirtili döneminin başlangıcında ortaya çıkarılması


erken uyarı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Saldırıyı veya doğal felaketi başlangıç sırasında haber veren uyarı


erkence
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Oldukça erken

Örnek:

1. Başkanı, şehri güzelleştirmek için istimlaklerini yapmaya başlamakta erkence davranmaya teşvik etmeye başladı.

1. Başkanı, şehri güzelleştirmek için istimlaklerini yapmaya başlamakta erkence davranmaya teşvik etmeye başladı.


Telaffuz : erke'nce

erkenci
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Erken davranan (kimse)

Örnek:

1. Birazdan erkenciler birer ikişer sökün ederler.

1. Birazdan erkenciler birer ikişer sökün ederler.

2. Erken olgunlaşan veya yetişen (meyve, sebze)

3. Sabahın ilk saatlerinde harekete geçen


erkencilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Erkenci olma durumu


erkenden
Anlamı:

1. zarf , zarf , zarf , zarf , Erken olarak, çok erken, ercecik

Örnek:

1. Kısmet olursa erkenden yola düzüleceğiz.

1. Kısmet olursa erkenden yola düzüleceğiz.


Telaffuz : e'rkenden

erkendoğan
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , tıp , tıp , sıfat , sıfat , tıp , tıp , Zamanından önce doğan (bebek), günsüz, prematüre


Telaffuz : erke'ndoğan

erkete
Anlamı:

1. isim , isim , argo , argo , isim , isim , argo , argo , Gözetleme


Lisan : Rumca

Telaffuz : erke'te

erketeci
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gözetleyici


erketecilik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gözetleyicilik


erketecilik etmek
Anlamı:

1. gözetlemek

Örnek:

1. Hırsızlara erketecilik ettiğini anladı.

1. Hırsızlara erketecilik ettiğini anladı.


erketelik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gözetleyicilik


erketelik yapmak
Anlamı:

1. gözetlemek

Örnek:

1. Bir kadınla erkeğin buluşmasında erketelik yapmak, pek de onurlu bir iş değildi ne de olsa.

1. Bir kadınla erkeğin buluşmasında erketelik yapmak, pek de onurlu bir iş değildi ne de olsa.


erkin
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Hiçbir şarta bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, serbest