Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
eriştirebilmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -e , -e , Eriştirme ihtimali veya imkânı bulunmak

Örnek:

1. İnsanı tekrar, kalp ve fikir cennetine eriştirebilecek tek kudret kadındır.

1. İnsanı tekrar, kalp ve fikir cennetine eriştirebilecek tek kudret kadındır.

2. Eriştirmeye gücü yetmek


eriştirilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eriştirilmek işi


eriştirilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Eriştirme işi yapılmak


eriştirme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eriştirmek işi


eriştirmek fiil
Anlamı:

1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Erişmesini sağlamak


eritebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eritebilmek işi


eritebilmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Eritme ihtimali veya imkânı bulunmak

2. Eritmeye güç yetmek


eriten
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , kimya , kimya , sıfat , sıfat , kimya , kimya , İçinde katı bir madde eriyebilen veya katı bir maddeyi eritebilen (sıvı)


eritici
Anlamı:

1. isim , isim , fizik , fizik , isim , isim , fizik , fizik , Bir başka maddeyi eriten, çözündüren cisim


eritilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eritilmek işi


eritilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Eritme işi yapılmak

Örnek:

1. Kesilen koyunların kuyruk yağları eritilerek pilava boca edildi.

1. Kesilen koyunların kuyruk yağları eritilerek pilava boca edildi.


eritiş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eritme işi


eritiverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eritivermek işi


eritivermek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Çabucak veya ansızın eritmek

Örnek:

1. Demir putreli bir bal mumu gibi bir vuruşta eritiveriyordu.

1. Demir putreli bir bal mumu gibi bir vuruşta eritiveriyordu.


Telaffuz : eriti'vermek

eritme

İlgili Kelimeler:

eritme peynir

Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eritmek işi

2. fizik , fizik , fizik , fizik , Metallerde erimeyi sağlamak amacıyla dökümden önce yapılan ısıtma işlemi

3. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Eritilerek elde edilen


eritme peynir
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Sert peynirlerin eritilip bazen baharat katılmasıyla elde edilen bir peynir türü


eritmek fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Erimesini sağlamak, erimesine yol açmak

Örnek:

1. Fazla yağlarını eritmek için karısı ile yürüyüşe çıkan fabrikatör...

1. Fazla yağlarını eritmek için karısı ile yürüyüşe çıkan fabrikatör...

2. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Harcayıp tüketmek

3. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Çok üzmek

4. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Zayıflatmak

5. mecaz , mecaz , mecaz , mecaz , Yok etmek


eritrosit
Anlamı:

1. isim , isim , anatomi , anatomi , isim , isim , anatomi , anatomi , Alyuvar


Lisan : Fransızca érythrocyte

eriyebilme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eriyebilmek işi


eriyebilmek fiil
Anlamı:

1. nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , nesnesiz , Erime ihtimali veya imkânı bulunmak


eriyik

İlgili Kelimeler:

dispersiyon eriyik

Anlamı:

1. isim , isim , kimya , kimya , isim , isim , kimya , kimya , İçindeki katı madde erimiş bulunan sıvı, mahlul, solüsyon


eriyip bitmek
Anlamı:

1. üzüntü ve sıkıntıdan çok zayıflamak

Örnek:

1. O zaman da ben kahır yüzünden eriyip bitmiş olacağım.

1. O zaman da ben kahır yüzünden eriyip bitmiş olacağım.


eriyip gitmek
Anlamı:

1. yok olmak

Örnek:

1. Bence her şiir, yazılmasından, basılmasından, eriyip gitmesine kadar dört beş dönemden geçer.

1. Bence her şiir, yazılmasından, basılmasından, eriyip gitmesine kadar dört beş dönemden geçer.


eriyiş
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Erime işi


eriyiverme
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Eriyivermek işi