92406 kayıt bulundu.
1. isim , isim , isim , isim , Ahlakın övdüğü iyi olma, alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk vb. niteliklerin genel adı, fazilet
1. Spor, alçak gönüllülük gibi bir erdem aşılar sporcuya.
1. Spor, alçak gönüllülük gibi bir erdem aşılar sporcuya.
2. felsefe , felsefe , felsefe , felsefe , İnsanın ruhsal olgunluğu
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Erdemi olan, faziletli, faziletkâr
1. Şu beğenmediğiniz toplumdan daha soylu ve erdemlisini nasıl yaratabilirdik?
1. Şu beğenmediğiniz toplumdan daha soylu ve erdemlisini nasıl yaratabilirdik?
1. isim , isim , isim , isim , Mersin iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : erde'mli
1. isim , isim , isim , isim , Erdemli olma durumu, faziletlilik
1. Değil mi ki cilveler yapıyorsun, kalkıp da bize erdemlilikten söz etme!
1. Değil mi ki cilveler yapıyorsun, kalkıp da bize erdemlilikten söz etme!
1. isim , isim , isim , isim , Erdemsiz olma durumu, faziletsizlik
1. Aynı zamanda, gücün ve her türlü iktidar tutkusunun da ne kadar büyük bir erdemsizlik olduğunu da bu sayede gördüm.
1. Aynı zamanda, gücün ve her türlü iktidar tutkusunun da ne kadar büyük bir erdemsizlik olduğunu da bu sayede gördüm.
1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Bakire
2. zarf , zarf , zarf , zarf , Bakire olarak, bakire bir biçimde
1. Bu cinayetleri işlemiş olanların iç dünyalarında erden kalmış yığınla insani zenginlik belirir.
1. Bu cinayetleri işlemiş olanların iç dünyalarında erden kalmış yığınla insani zenginlik belirir.
1. isim , isim , isim , isim , Kızlık
1. Tolstoy'un caydığı, toplumsal hayatın erdenliği gitgide kırsal törenin dışında var etmek zorunda olduğudur.
1. Tolstoy'un caydığı, toplumsal hayatın erdenliği gitgide kırsal törenin dışında var etmek zorunda olduğudur.
1. `amacına ulaşamadığında her türlü kötülüğü yapar` anlamında kullanılan bir söz
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Erdirme ihtimali veya imkânı bulunmak
2. Erdirmeye gücü yetmek
1. -e , -e , -i , -i , -e , -e , -i , -i , Ermesini sağlamak, ermesine yol açmak
1. Sen korkusuz, güçlü, hâkim oldukça ata / Atın seni erdirecek her saltanata
1. Sen korkusuz, güçlü, hâkim oldukça ata / Atın seni erdirecek her saltanata
1. sıfat , sıfat , biyoloji , biyoloji , sıfat , sıfat , biyoloji , biyoloji , Hem erkek hem dişi gametleri bulunan (birey), erselik, hünsa, hermafrodit
2. bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , bitki bilimi , Çiçekliğinde hem erkek hem dişi çiçeği bulunan (bitki), hermafrodit
1. halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , halk ağzında , kadın veya kız evlenmek
1. kızı evlendirmek
1. Ninesini, kardeşini beslemiş hatta kız kardeşini ere vermişti.
1. Ninesini, kardeşini beslemiş hatta kız kardeşini ere vermişti.
1. isim , isim , isim , isim , Konya iline bağlı ilçelerden biri
2. Zonguldak iline bağlı ilçelerden biri
Özel: Evet
Telaffuz : ere'ğli
erek bilimi
1. isim , isim , isim , isim , Gerçekleştirmek için tasarlanan ve erişmek istenilen şey, amaç, gaye, maksat, hedef
1. Onun metodunu uygulamakla araştırıcının varamayacağı erek yoktur.
1. Onun metodunu uygulamakla araştırıcının varamayacağı erek yoktur.
1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Evreni ereklerle araçlar arasında bir ilişkiler dizgesi olarak gören öğreti, teleoloji
2. Yalnızca insan hareketlerinin değil, tarih ve tabiat olaylarının ve bütünün olduğu gibi tek tek olayların da ereklerle belirlenmiş ve yönetilmiş olduğunu kabul eden öğreti, teleoloji
1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Erek bilimi ile ilgili, teleolojik
1. sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , sıfat , sıfat , felsefe , felsefe , Erekçilik yanlısı, finalist
1. isim , isim , felsefe , felsefe , isim , isim , felsefe , felsefe , Her şeyin bir erekle belirlendiğini, bir ereğe yöneldiğini, her şeyin bir ereklik yasasına göre olup bittiğini benimseyen görüş, finalizm